2 Aralık 2011 Cuma

Yiyecek Icecek Alisverisi

Yabanci bir ulkede oldugunuz icin herseyi bulmaniz beklenemez dogal olarak ama oldukca fazla cesit var. Yinede hic bulamayacaginiz veya bulmakta zorlanacaginiz bazi seyleri onceden soylemek istedim.

Marketlerde bulunmasi pek de kolay olmayan malzemeler; 
Kagit mendil bizde her kose basinda mutlaka bulunurken burada o kadar nadir ki araya araya anca buluyorsunuz.
Cekirdek de kolay bulunmayanlar listesinde. Bulsaniz da genelde bayat cikiyor.
Kucuk sut, Hani bizde kucuk kutularda sut olur ya bir icimlik. Iste ondan bulmaniz imkansiz. 

Alkollu aftershave (splash), Cok nadir olarak bulabiliyorsunuz o da tek bir marka ve diplerde oluyor.

Pudrasiz deodorant 1-2 markanin var sadece ve heryerde yok.
Baldo pirinc, sadece bazi Turk marketlerde ve Pakistan marketlerinde arada sirada bulunuyor. Onun yerine basmati denen pirinc hakim. Basmati de pisirdikten sonra yedin yedin sonra isitayim diyince neredeyse hic pismemis haline geri donuyor. 

Limon tuzu, ne oldugundan bile kimsenin haberi yok.
Can erik, Kiraz vs ya cok zor bulunuyor ya da bulundugunda astronomik rakamlara satiliyor.


Marketlerde bulunanlara gelince:
Beyaz peynir : Feta Cheese diye arayacaksiniz
Sucuk, salam sosis: Helal market veya Turk marketlerinde domuz eti icermeyen hatta Turk markasi olan bu gidalari bulmak mumkun
Raki : Turk marketlerinde veya asagida linkini verdigim JJ de bulabilirsiniz
Yogurt : Greek Yoghurt diye arayacaksiniz
Yufka : Asagidaki bahsettigim marketlerde yufka da var.(Taze degil, dondurulmus ama is goruyor iste)

Manchester Christmas Market'den bir kare
Diger tum Turk gidalari icin bulundugunuz yerde bir Turk marketi bulmaniz lazim. bulursaniz biraz pahali, bazen biraz bayat olmakla birlikte genelde aradiginiz hemen herseyi buluyorsunuz. Bulundugunuz yere yakin bir subesini bulursaniz fiyatlari oldukca uygun olan bir toptanci / online parekendeci olan JJ'e bir bakin derim. Adresi : http://www.jjfoodservice.com/ Once uye olmaniz gerekiyor.


Manchester icinde ozellikle gida konusunda Venus market (Turk marketi), ve Worldwide food (Pakistan Marketi) ve hemen worldwide'in otopark girisi tarafinda sag tarafindaki kasap tavsiye olunur.

1 Aralık 2011 Perşembe

National Insurance Number

Nihayet bugun National Insurance Number'im geldi.
Ilk basvurum reddedilmisti ama bu sefer daha hazirlikli gittim ve 1 saat 10 dakika suren bir gorusmeden 5 gun sonrabugun bir mektupla numarami gonderdiler. Bu numarayi almak icin Turkiyedeki gibi dusunmemek gerekiyor. Bizde once numarayi alip sonra ise baslarsin. burada once isi yapacaksin sonra numarani alacaksin. Isi yaptigini ispatlamadan basvurdugunda red cevabini aliyorsun.

Ispat icin neler mi istediler ?
  • Kestigin faturalar
  • Sana kesilen faturalar
  • Muhasebecinden alinan bu isi yaptigina ve onun de senin muhasebecin olduguna dair bir mektup
  • Musterilerinden aldigin referans mektuplari
  • Web sitesinin ciktisi
  • Bastirdigin brosurler ve gazete ilanlarinin ornekleri ve faturalari
  • kartvizitin
  • Pasaport
  • Vize
  • Home Office'den gelen mektup
  • Bankada acilmis business account icin banka bilgileri
  • Banka Ekstresi

Ve bir suru de soruya cevap veriyorsun.
  • Musterileri nereden buluyorsun
  • Sen hasta olsan isler nasil yuruyecek
  • Odemeyi nasil yapiyorlar
  • vs vs vs
Neyse sonunda alabildik. Simdi bir de ehliyet almak lazim. Turk ehliyeti ile bir sene kullanabiliyorsun ama o bir senenin ne zaman basladigini anlayabilen kimse yok. ulkeye ilk girdigin tarih mi ? Arabayi aldigin tarih mi ? son girdigin tarih mi belli degil. Bir de eger basit bir trafik cezasi alacak olursan yabanci ehliyetli oldugun icin mahkemeye cikartip siciline isliyorlar diye duydum. Bu da her vize basvurusundaki mahkemeye ciktin mi suc isledinmi sorularina evet cevabi vermen demek. O yuzden pasaportu JobCentre'dan alir almaz Ehliyete gonderdim.
Internetten once basvurup parasini yatirmistim. Gelen cevapta bir form vardi onu doldurdum, pasaport olculerinde biometrik fotograf yapistirdim, beni taniyan bir kisiden (ingiliz veya uzun zamandir ingilterede yasayan) beni tanidigina dair formda ilgili bolumleri doldurtup fotografin arkasini da imzalattim pasaport ile birlikte gonderdim. Simdi onun cevabinin gelmesini bekliyoruz. Surekli boyle burada mektup at, cevap bekle. Bayiliyorlar mektup isine.

20 Kasım 2011 Pazar

Is Bulma

Vize Ankara anlasmasi olunca baskasinin yaninda calismamak gerekiyor. Ancak burada kacak bir nokta var. Eger kontrat bazli br is olursa sorun olmuyor. Yani kendi sirketiniz  olacak ama baska bir sirkette bir kontrat ile belli bir sureligine calisip maas almayacaksiniz ama fatura keseceksiniz. Bu ulkede yaygin bir uygulama. Sadece vize sorununu asmak icin de degil. Sirketler bunu proje bittikten sonra adam cikartmak zor oldugu icin tercih ediyorlar. Calisanlar da aslinda maasliya gore asagi yukari 2-3 kat fazla kazanabildikleri icin tercih ediyorlar.

Peki bu isler nasil bulunuyor ? 
En yaygin hali web siteleri. Asagidaki sitelere uye olmak ve gunluk maillerini almak onemli bir adim.

http://www.theitjobboard.co.uk/
http://www.reed.co.uk

http://www.british-itjobs.co.uk/
http://www.cwjobs.co.uk/

http://www.vacancycentral.co.uk
http://www.totaljobs.com/
http://www.technojobs.co.uk/
http://www.indeed.co.uk/


Buralarda cikan ilanlara basvurarak acentalara ulasiliyor. Genelde sirketler direk ilan vermiyorlar arada acentalar oluyor. Ben direk acenta uzerinden yuruyeyim dedim pek bir sey cikmadi yine en iyisi ilanlar uzerinden basvurmak.

Bir de freelancer olarak disaridan is yapmak mumkun. Onun icin de yine birkac web sitesi ile is bulmak mumkun. Mesela
http://www.freelancer.com/

Tabi herseyin ustunde sosyal cevrenizdeki tanidiginiz insanlarin yardimi geliyor.

4 Eylül 2011 Pazar

Ingilterede Gozume Batanlar 4

Burada ilginc olan bir diger konu da evler. Bizdeki gibi betonarme ev cok nadir, genelde yigma evler var. Hatta 3 katli apartmanlarda bile celik konstruksuyon olsa bile yigma bir insa tarzi var. Evde yururken her taraftan gicirtilar geliyor, duvarlara cok az sert bir darbe gelse diger odadan cikma olasiligi var. Bizim gibi apartmanlarda yasamis Turkler yurumekte, cocugun sesine hakim olmakta, gurultu ve ses yalitiminda ciddi sikinti yasayabilir. Merdivenler her zaman ahsap ve inip cikarken cikan sese engel olmak cok zor.

Zemin kaplamalari ise ayri komedi. Banyo ve tuvalette halifleks kaplama gorunce sasirmamak gerekiyor. En hali olmamasi gereken yerde mutlaka hali kaplanmis. Apartmana girince zemin direk hali kapli mesela.

Banyo demisken lavabolara deginmeden gecmek olmaz. Kucucuk bir lavabo, iki tarafindan iki tane musluk (biri sicak biri soguk akiyor), musluklar lavabonun kenarina o kadar yakin ki elini altina soku yikamak cok zor. Ve mutlaka bir lavabo tikaci. Sinir bozucu bir lavabo anlayisi ama her yer boyle. Sebebini anlamak cok zor olmasa da hak vermek cok zor. Lavabo tikanip ici doldurularak olusturulan mini havuzda el yikaniyor. Halka acik tuvaletlerde de ayni durum soz konusu. Bu sebebiydi. Hak verme konusuna gelince hijyen acisindan anlasilir tarafi yok bu isin. Tabi hijyen anlayisi o kadar farkli ki bizim gibi toplumlarin Ingilizleri bu konuda anlama ihtimali hic yok. Banyoda kuvet var ama dus yok mesela. Sebep mi ? Arkadaslar oyle yikaniyor; kuveti doldurup sabunlu suyla yikandiktan sonra durulanmadan kurulanmaya geciliyormus. Bu durum disarida yediginiz ve ictiginiz hemen hemen tum restoranlardaki tabak bardak vs icin de gecerli. Cunku bulasik yikamaktan kasit sabunladiktan sonra durulamadan suzulmeye birakmak. Butun bulasiklar boyle sabunlu kalkiyor desek yeridir.

Dikkat edince anliyorsunuz; bu ulkede koku ile ilgili cok urun var. Envayi cesit oda kokusunun yanisira mesela hali kokusu falan gibi birseye ilk defa rastladim burada. Hic birseyi temizlemezsen kokuyor dogal olarak ama o kokuyu da bir sekilde ortuyorlar iste.

Eh Ingilizler temizlige cok zaman harcamiyor, yemek yapmaya harcamiyor buralardan artirdiklari zamanda bizden farkli olarak YASIYORlar. Ne kadar sacma seylerle hayatimizi doldurdugumuzla yuzlestik resmen. Ev incik boncuk olmayinca o kadar hizli temizleniyor ki, (temizlikten odun veremiyoruz iste), yemek ise icine konanlar yikanmis dogranmis olunca kendin pisirsen de kisa zamanda halloluyor. Bu konuda takdir ediyorum adamlari.

31 Ağustos 2011 Çarşamba

Banka Hesabi

Banka hesabi icin eve ne yakin banka olan NatWest'i sectim. Yeni is kuranlar icin "Business Account" acma ve yardimci olma gibi guzel birkac ozelligin de bunda etkisi oldu. Internetten basvurumu tamamladim, birkac gun icinde bana bir zarf geldi kimlik ve adres bilgilerime dair kanitlari subeye goturmem veya postalamam icin bir kagit cikti icinden.Kimlik kaniti olarak pasaportu kabul ettiler. adres kaniti olarak ya council tax belgesi ya da utility (elektrik gaz su telefon) faturalarindan birisi olacak diyordu kagitta. Benim emlakci biraz salak oldugu icin council tax ve utility lere soyadimi yanlis yazip gondermis. Bir tek telefon faturasi dogru o da online geldigi ve ben print ettigim icin kabul konusunda sorunla baslamis olduk banka islemlerine. Neyse ki yanlis yazilmis faturalar, dogru yazilmis ama online bir telefon faturasi ve postadan gelen ve telefonumun baglanmasi ile ilgili islemlerin yazdigi BT belgesinin hepsini bir araya getirip kanit olarak kabul ettiler. O gun ogleden sonra hesap numarami bildiren bir telefon aldim bankadan. Sonrasinda bir kac gun ucunde Debit Card"imin gelecei ve gelince bankaya gelmem halinde internet hesabimin acilacagi ve business account ile ilgili islemlere baslayabileceklerini soylediler.

Bankadan cikar cikmaz council'in yolunu tuttum. Bu soyadini degistirmezsem baska konularda da ayak bagi olacak diye dusundum. Turkiye"de devlet dairesine yolum dustugunde icim daralir ama burada bu isler cok rahat. Hemen bir sira numarasi verdiler, 2 dakika icinde bir memur benimle ilgilenmeye basladi. Ozur dileyip bir kagida dogrusunu yazmami istedi. Yazdim verdim ve islem bitti. Ne ikametgah ne nufus cuzdan sureti ne de muhtardan kagit istediler.

Telefonun ilk faturasini odeme zamani gelmisti faturanin arkasinda PayPoint den odeyebilirsin diye bir ibare vardi. Faturanin barkodlu olan tarafini alip her 100 metrede bir olan PayPoint'e goturuyorsunuz ki bana en yakini co-operative denen bir market, kasiyer barkodu okuyup tahsil ediyor. Islem tamam.

Bir de TV Lisansini odemem gerekiyordu bir kerede oderseniz £145.50 gibi bir rakam. Aylik 3 aylik haftalik gibi secenekler var ama hep Debit Card ile odemeye cikiyor isin ucu benim de kartim gelmedigi icin  mecburen bir kerede kredi karti ile odedim. Internetten www.tvlicensing.co.uk adresine girip odemenizi yapabiliyorsunuz.

Diger odemeler geldikce anlatirim simdilerde is ile ilgili islemler uzerine calisiyorum. Bakalim ne cikacak.

17 Ağustos 2011 Çarşamba

Taşındık

Bir apartman dairesine 6 Ağustosta taşındık ama hala daha işler bitmedi. Dün nihayet telefon ve 40 megabit sınırsız internet bağlandı... Türkiye'deki son aboneliğim 1 megabit sınırsızdı. Toplamda ödediğim ücret Türkiye'deki ile neredeyse aynı gibi. Yalnız TV işi sıktı biraz. Binada normal anten için priz var ama çalışmıyor. Kendin anten de takamıyorsun. İlla bir dijital TV abonesi olunacak. Az daha BT'nin sistemini alıyordum son anda uyandım. Normal antenin varsa çalışıyormuş. Yine dönüp dolaşıp SKY alacağız herhalde. O da ayda £19.95 kaçacak demektir.

Bu konuda çok kısır bir ortam var. Apartmanlarda zaten senin birşey takman imkansız gibi birşey. Türk kanallarını zaten geçtim ama normal TV için bu kadar uğraşacağımı sanmıyordum.
Neyse bugün görüşüp bir şekilde çözeceğiz konuyu.

Taşındığım için polis kaydının güncellenmesi gerekiyordu. Yerel bir polis karakoluna gittim herhangi bir kanıt da istemeden hemen güncelleyiverdiler. Sadece polis kaydımın kağıdını aldı, yeni adresimi ve ne zaman taşındığımı sordu o kadar.

14 Ağustos 2011 Pazar

İngiltere'de Gözüme Batanlar 3

Bu ülkede amma çok örümcek var. İnanılmaz birşey ama arabayı 15 dakika bir yere parkediyorsunuz döndüğünüzde aynada örümcek ağı. Ev eğer müstakil ise içeride topladığınız örümceğin de haddi hesabı yok.

İlginç olan bir başka nokta böcek boyutları. Neredeyse böceklikten hayvanlığa geçecekler. Bir sivri sinek öldürdüm utanmasa güreş tutacaktık Bir kerede kan emerek kurutur adamı.

Hayvanlara gelince, sokaklarda kedi köpek görmek mucize gibi birşey. Hiç yok neredeyse. Ama şehrin merkezinde değilse de sokaklarda sincap hatta tilki görmek daha olası. Evlerin bahçelerindeki meşe ağaçlarının tepesi sincapla dolu.

Burada gördüğüm bazı yiyecek ve içecekler var ki bizde herhalde kafadan "gitmez abi bu"  diye yok. Mesela Cherry Coke : Cocacola'nın vişnelisi
Sirkeli Cips : Bildiğin patates cipsi ama sirke eklemişler genzin yanıyor yerken
Reçelli tavuklu sandviç : Tavuklu sandviç ama reçel de koymuşlar.
Fruit Shoot : çocuklar için meyve suyu karışımı. Nasıl birşey diye denedim çok şekerli garip birşey.
Kibrit kutusu büyüklüğünde ve şeklinde paketlerde kuru üzüm : öğrencilerin lunchbox ları içinmiş.
Kocaman çekirdeksiz üzümler : Bizdeki çekirdekli üzümlerin çekirdeksizleri. Siyah, yeşil hepsi var.

Öğlen vakti şehir merkezinde olursanız muhtemelen en sık göreceğiniz şey ise ellerinde üçgen bir sandviç, bir küçük paket patates cipsi ve muz ile öğle yemeği yiyen ofis çalışanları. Mecbur tutsan bu kadar olmaz. Yüzlerce insan ellerinde bunlarla gezip hava açıksa bir bank değilse bir alışveriş merkezinin yemek bölümüne oturmak için turlayıp duruyor.

Bu arada garip bir diğer konu da kılık kıyafet.
  • İngiliz kızlar mini etek, altında babet ayakkabı ikilisini üniforma yapmışlar. 
  • Erkekler dar pantalon, hafif bileğe kadar yüksek, sivri burunlu yamuk ayakkabı ile geziyorlar. (ortaçağ izlenimi veriyor).  Bir de asi gençlerde, kulaklarının memesini içinden parmak geçecek kadar delip takılan halkalar var.
  • Gayler kısa paçalı pantalon, altında espadril. 
  • Pakistanlılar altta kumaş pantalon, üstte iki yandan yırtmaçlı kumaş gömlek gibi birşey, ayakta sandalet. Erkeklerde normalden uzun yana taranmış siyah saçlar sabit zaten.
  • Hintliler varlığından bile haberdar olmadığınız renklerde entari tarzı kıyafetler, ayakta eski moda terlikler. 
Daha envayi çeşit insan tipi var ama yaz yaz bitmez gelip görmek lazım. 


Ev tuttuk, Sıra Ödemelerde

Bir apartman dairesini tutup içine yerleştik. Bir evde yaşamak için ne kadar çok şeye ihtiyaç duyuyormuş insan. En son 11 sene önce evlendiğimizde yaşamıştık bu durumu ama şimdi o zamanlardan aldığımız derslerle eksikleri gideriyoruz. Gereksiz eşya kap kacak almadan sadece ihtiyaca yönelik alımlar yapmaya çalışıyoruz. Herşeyin fiyatı süper oynak olduğu için her alacağımız şey için internette çılgın bir araştırma yapmak gerekiyor.

Dairede doğal gaz yok sadece elektrik ve su aboneliği lazımdı. Emlakçı Council Tax ve Utility (elektrik su) işlerinin başlangıçlarını kendi yapacağını söyledi. O işleri ona bıraktık biz de. Ayrıca temizliğin biz girmeden yapılacağını söylemişti. Ama temizlenmiş hali bile neredeyse 2 tam gün temizlik gerektirdi. Hijyen ve temizlik anlayışlarımız farklı ingilizlerle. Onlar halıyı yıkayıp, paspas çekince bitti diye gidiyorlar. Mutfaktaki beyaz eşyalardan tutun, banyo, camlar falan derken delirtti bizi temizlik.

Bir yandan da telefon, internet ve TV bağlantısını halletmeye çalıştım. 1 haftadan önce halledebilen bir şirket yok. Bu süre 1 aya kadar da uzayabiliyor. BT'de karar kıldım. En uygun paketi BT sağladı. Bir başka güzel taraf BT'ye abone olduğunuzda şehirde birçok bölgede verilen wireless hizmetinden de otomatik olarak yararlanıyor olmanız. Evde anten olmadığı için TV yayınlarını da almak gerekiyordu.  BT'nin £30 giriş ücreti aldığı aylık £4 ödemesi olan en basit TV yayınlarına da abone olmak gerekiyor yani. Toplamda durum şu : 18 aylık kontrat ile yurtiçi sınırsız telefon + yurtdışı aramalarda dakikası 2.95 pence fiyat + sınırsız internet router modem dahil ilk 3 ay £14.90 sonrasında aylık £28 ve kampanya kapsamında giriş ücreti olan £130 u da almıyorlar. Sadece modemi adrese postalamanın ücreti olan £6 aldılar.

Bu paketleri seçerken, hemen hemen bütün kampanyaları incelemek ve bulunduğunuz bölgenin bağvuracağınız şirket tarafından hizmet verilen bir bölgede olduğundan emin olmanız gerekiyor.

Haftanın sonuna doğru da abonelik mektupları gelmeye başladı. Önce TV lisansı geldi. Senelik £145 istiyorlar. istenirse aylık abonelik de mevcutmuş. Ha ben TV seyretmeyeceğim derseniz gelip evinizi inceleyeceklerini söylüyorlar. Evde TV olmaması da yetmiyor bilgisayar hatta cep telefonu bile olsa seyrettiğinize hükmediyorlarmış.  Dolayısıyla vereceksiniz bu parayı.

Evde doğalgaz olmaması bir bakıma iyi oldu, neticede her abonelik kullanmasanız da bir sabit gider oluşturuyor. Elektrik için abone kağıtları da geldi. İsterseniz ön ödemeli isterseniz aylık fatura isterseniz 3 aylık fatura gibi seçenekler mevcut.

Henüz council tax gelmedi, kira kontratı da yeni geldiği için Pazartesi polise gidip adresi güncellememiz lazım.

3 Ağustos 2011 Çarşamba

Araba Alıyoruz

Araba olmadan Manchester'da işiniz pek kolay değil. Toplu taşıma ücretleri nispeten yüksek. İşin kurdu oluncaya kadar biraz aktarma yaparak gidiş dönüş yol masrafı kişi başı her gün £10 a geliyor neredeyse. Sonra "Day Saver" bileti keşfediyorsun bu rakam £6 civarına geriliyor ama yine de tramvay falan katmadan. Bu sefer de otobüsle 3-4 mil ileriye gitmek aşağı yukarı 1 - 1,5 saat çekiyor. Her yere girip çıkmadan gitmiyor otobüsler. "Sistem One" denilen kartlara geçip aylık abonman olayına girelim dedim. Travel Shop'a gidip fotoğraf ile başvurup hemen orada kartı çıkarttım. Ancak aylık sadece otobüs £68 tutuyor adam başı.

Böyle olunca araba daha ekonomik gözüktü gözüme. Gerçi otopark ücretleri de kazık ama elde alternatif bulunması şart. Hemen internete girip aramaya başladım. Bu ülkede araba almak isteyen herkes www.autotrader.co.uk adresine bakıyor. Tıpkı ev kiralamak isteyenlerin www.rightmove.co.uk adresine bakması gibi. İstediğiniz kriterleri veriyorsunuz arabalar önünüze listeleniyor. Birkaç tane ipucu işinizi kolaylaştırabilir bu aşamada. Mesela araba fiyatları gerçekten çok uygun olmasına rağmen üzerine binen diğer masrafları iyice incelemek gerekiyor. Öncelikle kullanılmış araba alacağım için ben M.O.T. sinin (araç muayenesi) mümkün olduğunca ileri tarihli olmasını dolayısıyla yakın zamanda iş çıkarıp garaja kapatmak zorunda kalınmamasını tercih etmek zorundasınız. Eğer tarih çok yakın veya bitmişse araba canavar olsa tamirci değilseniz alınmaz. Road Tax için formüller var. Mesela araba 1 Nisan 2001'den önce trafiğe çıktıysa ve motor hacmi 1549cc den düşükse £130,  yüksekse £215 yıllık road tax ödeniyor. Eğer 1 Nisan 2001'den sonra çıktıysa karbondioksit salınımına göre fiyat anormal farklılıklar gösteriyor. Detaylı bilgi için link burada.


Bu arada aracın son ölçümleri ve bazı bilgilerini kontrol etmek için buraya tıklayabilirsiniz.

Yine de bunlar bir yana asıl parayı sigorta tutuyor. Aşağı yukarı ilk defa araba alacağınız için hasarsızlık indiriminiz olmadığı için arabanın parasının 2 katı civarında sigorta ödüyorsunuz. Tam bu noktada bir ipucu vereyim. Normalde third party olan sigorta daha ucuz. Yani hasar durumunda sizi değil karşı tarafı karşılaması şartı ile sigorta yaparsanız. Ama sizi de kapsasın isterseniz ödeyeceğiniz prim anormal tırmanıyor. Bunu düşürmek için Voluntary Excess rakamını yükseltebilirsiniz. O zaman primler third party'nin de altına düşüyor. Bu rakam ne anlama geliyor diyorsanız, mesela "hasar durumunda ilk £500 u ben veririm üstü sigortadan karşılanır" cümlesindeki 500 işte bu rakama denk geliyor.  Türkiye'den hasarsızlık indiriminiz varsa sigorta şirketinizle konuşup ingilizce bir belge alabilirsiniz. Bazı sigorta şirketleri kabul ediyorlar ve en azından biraz indirim alabiliyorsunuz. Bu arada baktım eğer İngiliz ehliyeti ile başvurursanız bu sefer de ehliyet çok yeni diye prim yükseliyor. İlk arabayı alırken Türk ehliyeti ile almak ve sigortalatmak sanki biraz daha avantajlı. 20 senedir araba kullanıyorum, 10 senelik hasarsızlık indirimim var ama burada herşey yeniden başlıyor. :) Aşağıda ben nasıl sigortalattımın cevabı var. 

Dün aldığım araba - £950, 7 yaşında Laguna

Gelelim alım satıma. Dün aldım ve 5 dakika sürdü. 2 A4 den oluşan bir registry belgesi var. Bu belge araç el değiştirdiğinde ikiye ayrılıyor. Soldaki tarafa satan ve alan ad soyad ve adreslerini yazıp imzalıyorlar ve satan bu parçayı alıyor. Sağ taraftakini de alan alıyor ve gerekli kısımları dolduruyor. Her iki taraf da bu belgeyi DVLA'ya  (Trafik tescil diyelim) gönderiyor. sonra adresinize sizin belgeniz geliyor. Bu.

Satandan M.O.T ve Road Tax Disklerini, aracın servis tarihçesini gösteren Log Book'unu almayı unutmayın.

Gelelim işin en pis kısmı olan sigortaya. Sigorta yaptırmadan araba kullanmanız yasak olduğuna göre bu arabayı sigortalamanız lazım. Birçok sigorta karşılaştırma sitesi var. Mesela www.confused.com, www.moneysupermarket.com veya www.comparethemarket.com gibi. Bunlardan herhangi birine aracın özellikleri ve kendi bilgilerinizi girip en uygun sigorta fiyattlarını görebilirsiniz.

Ancak Türkiye'den yeni gelmiş birisi olarak eğer sizin de Türkiye'de hasarsızlık indiriminiz varsa (bu kasko olmak zorunda değil zorunlu trafik sigortası da olur. Hangisinde hasarsızlık varsa onu kullanın), hemen sigorta şirketini arayarak TC kimlik numarası ve son kullandığınız aracın plakasını verip ingilizce bir hasarsızlık yazısı göndermelerini isteyin. İngiltere'de bu yazıyı geçirebileceğiniz sadece 2-3 tane sigorta şirketi var ve ben neredeyse hepsi ile konuşup teklif aldım. İşte açık ara ile önde olan sonuç : www.adrianflux.co.uk bu siteye girdiğinizde basit bir form ile sizi aramaları için bir tarih ve saat bildiriyorsunuz tam o saatte arıyorlar. Benim sigortam 2000-2009 yılları arası idi ve üzerinden tam iki sene geçmişti. Ona rağmen AVIVA sigorta üzerinden bana £998 a full bir sigorta çıktı. Üstelik bu sigorta seneye Türk hasarsızlık indirimini, bu seneyi de ekleyerek UK hasarsızlık indirimine çeviriyor. Böylece seneye bir daha uğraşmıyorum bunlarla. Buna en yakın aldığım fiyat £1448 ki bu da Türk hasarsızlık indiriminin geçtiğini iddia eden başka bir acentaydı. Ondan sonraki rakamlar £1638-£3000 arasında geziyordu. Kesinlikle gelen Türklere Adrian Flux'u tavsiye ederim.

NOT : Sonraki senelerde Adrian Flux bu uygulamayi durdurdu. 

1 Ağustos 2011 Pazartesi

işlemler işlemler

Bir türlü netleşmeyen ve neticelenmeyen işlemlerden daralan birisi iseniz İngiltere pek sizin yeriniz olmayabilir. Tamam bazı şeyler çok kolay, hatta formalite bakımından bize 5 çeker ama neticelenmiyor bir türlü.

National Insurance Number için başvuruma olumsuz cevap verdiler. Gönderdikleri mektupta kendi işimi yaptığıma dair veya böyle bir işin varlığına dair daha fazla kanıt sunmam gerektiğini söylediler. Bu işlerin akış diyagramını çizmeye kalksan kafayı yersin. Muhasebeciye gittik açılış işlemleri için biz de. Muhasebeci formu doldururken National Insurance numaran ne dedi bu sefer de. Demek ki neymiş burada işler bizdeki gibi seri bağlı değil paralel bağlıymış. Yani bu işlemi şu şekilde yürütmek gerekiyor.
1 - Resmiyete dökmeden önce işinizi açıyorsunuz. Herhangi bir başvuru vs yok. direk web sitesi, kartvizit, broşür ne varsa girişiyorsunuz.
2 - Sonra gidip şirket açılışına başlıyorsunuz, National Insurance sorusunu boş bırakıyorsunuz. Gelince güncellerim diyorsunuz
3 - Sonra bu başvuru için tuttuğunuz muhasebeci vs neyse onun kontratı dahil, tüm kayıtlarınızı (web sitesinin basılı kopyası, domain register kayıtları, hosting kirasının faturası, kartvizit, broşür örnekleri, onların faturaları vs) ne varsa alıp National Insurance başvurusuna gidiyorsunuz.

Bu arada ev adresinizin olması, o adrese gelmiş council tax, veya elektrik, su veya gaz ile ilgili adınıza bir belge olması ve bunlarla bankaya gidip hesap açtırmış olmanız menfaatinize. HSBC bunlar olmadan pasaport hesabı diye birşey açabiliyor ama onlar da ayrı manyak. Tutturdu son 4 ayda Türkiye'deki evinize gelmiş bir fatura getireceksin diye. Arkadaşım son 4 aydır ben buradayım diyorum, anlamıyor. Peki Türkiye'deki HSBC ile temas kurun onlar doğrulasın diyorum, anlamıyor. Bir de aylık £8 masraf çıkartırım ve 12 aylık kontrat yaparım bu hesaba diye cevap verince peki madem deyip bıraktım işlemleri.

Evi tutmaya çalıştığım semtten bir görüntü
Ev tutma hikayesinde de sonuca ulaşamadık bir türlü. Emlakçıdan ev tutuyorsanız illa bir credit check'den geçeceksiniz. Ülkede yeni olduğunuz için garantörünüz olacak ve o da  geçecek o check'ten. Emlakçıyı bir kaç defa aradım "Leave it to me" "Don't worry" deyip duruyor ama hala imzalamadık sözleşmeyi.


Okul konusunda da bana alternatif olarak gösterdikleri yere kayıt için tekrar başvurdum bu sefer de okullar şu anda kapalı, açıldıktan sonraki ilk hafta içinde sana bildireceğiz dediler.

Kızımı jimnastiğe yazdırmıştım sıraya, bir tek ondan cevap geldi. 10 hafta için £38 karşılığında kaydını yaptılar.

Bir de araba alma konusunu anlatacağım ama ayrı başlık açmak daha iyi olur sanırım.

15 Temmuz 2011 Cuma

Islemlere Devam

Tekrar merhaba,
Manchester Wheel
Bugün yine bazı işlemlerin yürüyüşünden bahsedeceğim. Kızımı ve karımı alıp yaz okulu kaydını yaptırmak için oturacağımız semte gittik. Okulun önünde o okulda çocukları olan bir arkadaşımızla buluşacaktık. Biraz erken gidince, uzun zamandır istediğimiz havuz, gym aktiviteleri için bilgi alalım dedik. "Leisure Center" a girdik, bu bölgeye taşınacağımızı ve bilgi almak istediğimizi söyledim, bir bayana yönlendirdiler ve uzun uzun bize ne nasıldırı anlattı. Bizim durumumuz için 3 ayrı paketten bahsetti. Sadece yüzme olan pakette ne zaman istenirse gelip katılınabilecek saat esnekliği sağlıyorlardı. Aylık £22 kişibaşı ücreti var. Eğer içerideki tüm faaliyetlerden yararlanmak istersen £35 aylık. Ki bu faaliyetler yüzme, gym, raket oyunları, vs vs. Veya aile paketi olan ve 2 yetişkin 2 de çocuğu kapsayan, tüm faaliyetlere istenildiği zaman gelinip gidilebilecek paketti ve aylık £59.50 veriyordunuz. (Tesis son derece temiz ve kaliteli bu arada)
Çocuğa yüzme öğretmeni tutarsak 10-12 haftalık kursun tamamı £47.50.
Jimnastik sınıfına yazdırırsak 10  haftalık program £38

İstanbul'da kızımı fizik tedavi için yüzmeye yazdırmaya çalışırken karşıma çıkan rakamları hatırladım birden. Yalnız sınıflar için her yerde olduğu gibi burada da sıra var. İsminizi bir listeye yazıyorlar ve giden olursa, açılacak yerlere sırayla giriyorsunuz. Ama konuştuğum bayanlar sıranın geleceğini sorun olmayacağını söyledi. Zaten yüzme havuzu ve gym gibi alanlarda sıra falan yok istediğiniz zaman gelip başlayabilirsiniz dedi.

Sonra okula gidip yaz okuluna kayıt yaptırdık. Amaç okullar açılana kadar biraz ingilizcesi gelişsin, biraz yabancı çocuklara uyum sağlasın. O yüzden tüm gün değil yarım gün ve haftanın üçer gününü kapsayan iki haftalık bir kayıt yaptırdık. Yarım günlük yaz okulu, gün başına £15 yani 6 yarım gün için £90 verdik. Tüm gün olursa £23 olacaktı.

Sonra GP (Bizdeki aile hekimi) kaydını yaptırmaya gittik. ismimizi adresimizi bir listeye yazdılar (ve evet tahmin ettiğiniz gibi sıraya girmek için) şu anda çok doluyuz ama sıraya yazdık, arada bir gelip kontrol edin sıra gelince yazılacaksınız dediler. Bir de kağıt verdiler elime üzerinde bir sürü telefon ve adres olan. Eğer acil bir durum olursa veya doktora gitmek isterseniz merkezi bir numarayı ( NHS : 0 845 46 47) arayın onlar sizi en uygun GP'ye geçici olarak yönlendirir dediler.

Sonra buralarda sistem ile ilgili yaşanabilecek sıkıntı ve çelişkiler için ücretsiz danışmanlık alabileceğiniz bir merkezi gösterdi arkadaşımız. Citizen Advise Bureau, numarası 0 844 499 4103 buradan ücretsiz hukuk danışmanlığı ücreti bile alabilecekmişiz.

8 Temmuz 2011 Cuma

İngiltere'de gözüme batanlar - 2

Biraz da ticaret ile ilgili izlenimlerimi anlatayım.
Burada herşeyin fiyatı, semte, satıldığı dükkana vs ye göre değişebiliyor. Bir paket sigarada £1 a kadar varan fiyat farkları olabiliyor örneğin. Şehir merkezinde büfelerde daha ucuzken, diğer semtlerde veya marketlerde daha pahalı. Benzinde de durum aynı. Benzinciler ise ayrı bir alem bizdeki gibi 24 saat açık benzinci sayısı çok az. Dolayısıyla adamlar saat 6 da falan kapatıp gidiyorlar mesela. Nöbetçi eczane diye birşey zaten yok. Akşam bir saatten sonraya bu tip işleri bırakmamak gerekiyor.

Emlakçılarda durum bizdekinden farklı, ev kiralayacaksanız sizden komisyon almıyorlar. Ev sahbi komisyonu ödüyor. Ama Credit Check için yani sizin daha önceki ödemeleri aksatma vs gibi kötü bir geçmişiniz olup olmadığını araştırmak için £160 ile £180 isteyebiliyorlar ( kaç kişinin evde oturacağına göre değişiyor). Bu hikaye ilginç, çünkü kötü geçmişiniz varsa para direk yanıyor geri ödemesi yok.

Öte yandan sadece beğenmedim diyerek mağazalarda iade ve değişikliği sorunsuz yapabiliyorsunuz. Sadece fişinizi götürüyorsunuz ve hemen iade alıyorlar.

Netice itibarıyla her ne alırsanız alın fiyat araştırmasını çok iyi yapmak lazım. Bir dükkanda £7 olan bir malı aynı sokak üzerindeki başka bir dükkanda £1 a görmüşlüğüm var. Burada market alışverişi için en ucuz yerler kesinlikle ICELAND ve QUALITY SAVE marketleri. Yiyecek içecek son derece hesaplı. Toptan satış yapan yerleri bulup alışveriş yapabilirseniz mesela COSTCO veya JJ gibi o zaman fiyatlar daha da düşebiliyor.
Bir de ilginç bir izlenim olarak mesela Teknosa'nın eşdeğeri olan Currys gibi bir yerde çatır çatır pazarlık yapıldığını ve fiyatın düşüp yanında ek olarak başka malların da alınabildindiğini gördüm.

Burada bulmakta zorlanacağınız veya bulamayacağınız bazı şeylerden bahsedelim biraz da. Mesela en çok zorlandığım konu deodorant. Ben aşağı yukarı 20 senedir deodorant olarak FA kullanırım. Burada adı bile geçmiyor. İşin pis tarafı bütün deodorantlar Anti-Perspiarant ve ben bunları kullanınca kaşıntı yapıyor. Dün Tesco'da Adidas'ın normal bir deodorantını rafların arasında arkalarda bir yerde buldum. Kokusuna bile bakmadan aldım neredeyse. Aftershave hikayesine gelince... Türkiye'de yıllardır Rebul Lavanta kolonyası kullanıyordum. Gider taksimden alırdım en büyük boyundan uzun zaman giderdi. Olmadı FA'nın fresh kolonyaları işimi görürdü. Ama mutlaka kolonya tarzı bol alkol, fresh bir koku ve traştan sonra yakacak bir ürün kullanırdım. Burada splash aftershave diye tarif edebildiğimiz bu tip ürünlerden çok çok az var. Genelde balsam bulunuyor. Bir tek Gilette var ucuz olanlardan.

Bende stres ve göz bozukluğu kaynaklı baş ağrısı sorunu olur zaman zaman. Türkiye'de doktorun verdiği ve en iyi çözüm olarak tecrübe ettiğim Majezik ağrı kesici ise tabi ki yok burada. Parastemol etkili osuruktan ağrı kesiciler ise işimi görmüyor. Türkiye'den gelen eş dostun çantasında kazara çıkarsa kafadan el koyuyorum artık. 

Vizeyi Aldım

Evet uzun zamandır başıma bir iş açmasın diye paranoyakça devam etmediğim Ankara Anlaşması ile İngiltere'ye gelme hikayesinde şimdi artık tüm detayları paylaşabilirim.

Nihayet vizeyi aldım, bürokrasi bana süpriz yapmasa şaşardım ama başvurudan 2.5 ay sonra cevap geldi ve vizenin tarihine baktığımda gördüğüm şey ilginçti. Vizeyi başvuru tarihinden sonraki 3. haftada onaylamışlar ama postaya vermesi gereken departmanda bir şekilde takıldığı için elime bu kadar geç geçmiş.

Nasıl başvurduğum ile başlayalım. Ben kendim için Ankara anlaşması, eşim ve çocuğum için dependant vizelere başvuracaktım, Bunu bir aracı ile yapıp macera yaşamak istemedim. Bir arkadaşın tavsiyesi ile GOKIS'den Deniz Gök ile çalıştım tüm vize başvuru ücret ve işlemleri, danışmanlık, iş planı vs Deniz bey tarafından hazırlandı.Bunlar için toplam £600 ödedim. Tabi buraya gelmeden önce diploma, daha önceki çalıştığım işler, katıldığım kurslar ile ilgili delil niteliğindeki tüm belgeleri yeminli tercümana çevirtmiştim. Ama geldikten sonra da banka hesaplarımın dökümlerini bankalardan aldırıp, yeminli tercümana çevirttirip, UPS ile gönderttim. Çünkü tercümelerdeki tarihlerin başvuru tarihinden az önce olması gerekiyordu. Banka yazıları hariç diğerlerine ben gelmeden önce ileri bir tarih attırmıştım tercüme bürosuna o yüzden yanımda getirmiştim. Böylece başvuru işlemini İngiltere'ye geldikten sonraki 1-2 ay civarında başlatmış olduk. Özellikle geç başvuruluyor. Böylece ben aslında bu amaçla gelmemiştim ama baktım burada iş potansiyeli var kalayım dedim izlenimi yaratılıyor.Bir danışman aracılığı ile başvursanız tüm gerekli belgeleri size söyleyip hazırlanmasına katkıda bulunacaktır ama kabaca, fotoğraf, pasaport, diploma, kurs katılım belgeleri, sertifikalar, önceki iş geçmişinizi doğrulayan belgeler (maaş bordrosu, ssk dökümü vs) evli iseniz evlilik cüzdanı, ingiltere'de yapmayı düşündüğünüz iş için iş planı (business plan) ve tahmini gelir giderlerden oluşan mali tahmin tabloları gerekiyor. İşte bu konularda kendi başınıza mali tabloları hazırlamak riskli biraz. Ben o yüzden danışmanlık alıp işi profeyonellere devrettim.

Artık resmen vizem olduğuna göre hemen polis kaydını tamamlamam gerekiyordu. Polis kaydı vize geldikten sonraki 10 gün içinde yapılması gereken bir işlem.  Adam başı £ 34 tutuyor. İlk kayıt paralı ama sonrasında taşınma ve bilgi değişikliği için para almıyorlar. Sadece verdikleri kağıdı kaybederseniz yeniden çıkartmak için tekrar aynı parayı ödüyorsunuz. Kaydı yaptırmak için adres olarak gösterdiğim polis merkezine gittim. Malesef ilk başvuruyu şehirdeki ana merkez yapıyormuş ve randevu almadan da gidilmiyormuş. Bu ülkede zaten herşey randevu ile çalıştığı için yadırgamadım.

Neyse randevuyu alıp gittim verdikleri adrese. Manchester'deki merkezi bulmak herkesin harcı değil bu arada. Polis kaydı sıkıntısız geçti. Bir tane fotoğraf götürdüm, pasaport ve home office den gelen evraklarla birlikte gittim. Bir adres belirtiyorsunuz ve sizi kayıt edip bu ülkedeki kimliğimiz olarak kullanacağımız bir kağıt print ediyorlar. üzerine şeffaf bir plastik yapıştırıp naylon gömleğe koydular ve bunu yanından ayırma dediler.
Ankara anlaşması ile gelindiğinde self employed olma zorunluluğu olduğu için ve kendi işinizi de vizeden önce kuramayacağınız için iş adresi bölümüne self employed yazıp geçiyorlar. Acemi bir memura gelirseniz bu şekilde açıklamanızda fayda var yoksa illa iş adresi diye sorabiliyor. 16 yaşından küçüklerin polis kaydı yapılmıyor.

Bundan sonra işin en zorlu kısımlarından birisi olan çocuğa okul bulma bölümüne geldik. Herhangi bir okula gidip kayıt yaptırma işi bölgeden bölgeye farkedibilir o yüzden kesin birşey söylemek zor. Ancak çocuğun yaşı hangi sınıfa gitmeye uygunsa kafadan o sınıftan başlıyor. Bizimki 6 yaşında ve Türkiye'de bu sene birinci sınıftan başlayacak olmasına rağmen burada 2. sınıfa başlayacak mesela. 1. sınıfı hiç okumamış olmasını sorun etmiyorlar. Açıkçası dil sorununu da takmıyorlar. Okula yazdırma işlemi için oturduğunuz evin bağlı olduğu bölgenin Local Education Centre'ına gidiyorsunuz. (bazı bölgelerde belediyenin içinde bir yer bazılarında ayrı bir bina en iyisi en yakın okula gidip öğrenmek) Buraya gitmeden önce oturduğunuz yere yakın iyi okulların listesini hazırlamak faydalı olacaktır. School League Table denen bir çizelgede okulların başarı durumları listeleniyor. Buraya tıklayarak bakabilirsiniz. Başka adreslerden de bulmak mümkün bu tabloyu. Gittiğinizde size bir form doldurtuyorlar ve hangi okulları tercih ettiğinizi soruyorlar. İşte orada yazıyorsunuz bunları. Tabi sizin tercih ettiğiniz okullarda yer yoksa size çok uzak olmamak kaydıyla başka bir okul öneriyorlar.Siz de bölgenizdeki en iyi okula gidip çocuğu listeye yazdırıyorsunuz. Böylece okuldan ayrılan birisi olduğunda, okula en yakın oturan çocuklardan başlayarak sıradaki çocuğu okula alıyorlar.
Sıra ne zaman gelir belli değil tabi.. 1 haftada gelen de duydum, 2 ayda gelen de, 2 sene bekleyen de. Biraz şansa kalıyor işlem. Ha bu arada kilise okulları da var. Bazıları başvuru bilgilerine yazmışlar kilisemizde baptis olmamış çocukları almıyoruz diye ama yüzyüze konuşursanız bunun bir kriter olduğunu inkar ediyorlar. Ama devlet okullarında kayıt işlemi gerçekten parasız.

Ev tutma aşaması da ayrı bir sorun tabi. Evi tutarken kimi emlakçılar Credit Check yapacağız diyorlar Ki bunun bedeli evde kalacak 1. kişi için £120 2. kişi için £60 o da evli ise. Doğal olarak ülkeye yeni gelmiş birisi olarak sizin bir kaydınız olmayacak. Bu durumda 6 aylık kirayı peşin vermek, garantör göstermek, potansiyel müşterilerden mektup almak gibi alternatifler deneyebilirsiniz. Çocuk varsa, okula en yakın noktalardan birinde bir ev tutmak işinizi kolaylaştıracaktır. Bunun dışında emlakçı komisyonu ev sahibinden alıyor.

Eğer apartman dairesi tutuyorsanız bizdeki apartman aidatının karşılığı olan management fee'nin ev sahibi tarafından mı sizin tarafınızdan mı ödeneceğini önceden tespit etmekte fayda var. Genelde ev sahipleri üstleniyorlar onu. Hatta bazı ev sahipleri su, elektrik, gaz faturalarından bir kısmını veya tamamını üstlenebiliyorlar. (ilginç)

Sonraki yazıda diğer başvurulardan bahsedeceğim.

8 Nisan 2011 Cuma

İngiltere'de gözüme batanlar - 1

Burada geldiğimden beri gözüme batan bir kaç konu var.
Mesela hemen hemen her yer yosun tutmuş durumda. Sanki aslında su altında da siz geldiniz diye suyu boşaltmışlar gibi ülkeden.

22 Mart 2011 Salı

Ingiltere'de Yaşamak

Vize için başvuruyu beklerken doğal olarak bazı alışverişleri yapmak gerekiyor. Ucuz yaşamanın sırlarına giriyorum onun için bugün.
Mesela uluslararası telefon görüşmeleri için bulabildiğim en uygun ve kolay çözümden başlayalım. Manchester sokaklarında gezerken önüme çıkan birisi dakikası 1 pence ile uluslararası telefon görüşmesi ister misin deyince kesin şimdi oltayı atıyor sonrasında birşeyler kaktıracak dedim ama bu sefer dinlemeye karar verdim. Buradaki bazı sim kartlar sokaklarda satılıyor ve gerçekten dakikası sabit hatlarda 1 pence, cep telefonlarında dakikası 17 pence'e Türkiyeyi arayabiliyorsunuz. Son derece de kolay, sokaktan £5 a bu zarf'ı alıyorsunuz içinden sim kart çıkıyor, bir de top-up (bizdeki kontür gibi) kartı çıkıyor. Kartı telefona takıp, zarftan çıkan açıklamaları takip ederek 1-2 adımda kontürünüzü yüklüyorsunuz ve direk konuşmaya başlıyorsunuz. Sim kartı kilitsiz herhangi bir telefona takabiliyorsunuz ve sizin isterseniz aranabileceğiniz ve ingiltere içinde görüşme yapabileceğiniz bir numaranuz da oluyor. Yalnız İngiltere içi aramalar dakikası 20 pence.
Yan taraflarda gördüğünüz imajlar bu karlara ait. Fiyatlar zaman içinde değişebilir onun için üzerlerine tıklayıp sitelerine giderek güncel fiyatları kontrol etmenizde fayda var.


Bu arada ben bir de orange (buradaki GSM operatörlerinden biri) hat aldım. Amazon'dan aldığım bu hat ile Orange RIO diye bir de telefon aldım. email ve web ayda £10 kontür yüklediğinizde bedavaya geliyor. (Dolphin dedikleri plana geçerseniz) Gayet güzel bir telefon ve bana £10 kontür dahil telefon £39 a mal oldu.
Buraya gelirken çok fazla giyim eşyası almamıştım yanıma. Primark'a gidip üst baş alışverişi yaptım o yüzden. bir kot pantalon aldım £5, bir de yağmurluk aldım £15, uzun kollu atletlerden aldım 3lü paketi £5. Fiyatlar oldukça iyi. Bunlar ucuz olanlardı. Pahalı olanlar da var elbette. Mesela ulaşım pahalı. Belediye otobüslerinde, trenlerde, hatta ve gideceğiniz yere göre £2- £3,5 gibi rakamlar ödüyorsunuz. Uzun vadede otomobil almak ulaşım için daha ucuz gibi gözüküyor. ikinci el ve biraz 8-10 yaşındaki otomobilleri £1000 dan daha aza almak mümkün. Ama bu sefer de otopark pahalı. Şehir merkezindeki otoparklar çılgın. (Londra kadar değil ama yine de pahalılar)
Yiyecek de çok ucuz sayılmaz. Ama kendiniz yemek yapıyorsanız biraz araştırma biraz soruşturma ile çok uyguna alışveriş yapacağınız marketler bulmak mümkün.

7 Mart 2011 Pazartesi

İlk Gün

Havaalanına indik saat 22:25. Pasaport görevlisi ilk girişte 3 hafta kalınacağından yola çıkarak sanırım geri dönüş biletini sordu. Bugüne kadar sormamışlardı. Açıkça almadığımı çünkü ne kadar kalacağım ve hangi havaalanında geri döneceğimi tam kararlaştırmadığımı söyledim.

Neyse damgalarımızı yedik ve geçtik. Araba kiralama için Lutondaki Car Hire Centre'a gittik. Saat:23:10

Bir megane kiralamak istemiştim ama binbir özür ile ellerinde kalmadığı için kusura bakmazsam henüz 23 mil'de olan, Otomatik Mercedes C180 veren Europcar'a teşekkürlerimi borç bilirim.

Affettim sizi keratalar:)

Çok keyifli bir yolculukla Manchester'a gece saat 02:40 civarı girdim.
Posted by Picasa

26 Şubat 2011 Cumartesi

Gidişten Önceki Son Hafta

Artık Türkiye'deki son haftaya girdik. Bugüne kadar, Ankara Anlaşması Vizesi için danışmanlık aldığım avukatın isteği üzerine iş planı ile ilgili detaylı bilgileri kendisine gönderdim. (hangi ürünleri satacağım, kaça satacağım, rakiplerim kimler olacak, hizmetlerim ne olacak, yıllık bakım ücreti alacaksam şartları ve bedeli ne olacak gibi) Ama daha önceki işlerimin kanıtları, diploma vs gibi yazılı belgeleri scan edip göndermiş olmama rağmen asıllarını ve İngilizce çevirilerini henüz göndermememi hatta çevirileri gittikten sonra Türkiye'den birisinin yaparak oraya göndermesini istedi. Böylece başvuru tarihine yakın olacak çeviri tarihleri. İngiltere'de çeviri ücretlerinin çok yüksek olduğunu o yüzden Türkiye'de çevirtmenin daha mantıklı olduğunu söyledi.

Bunların yanısıra kendimize bavul aldık. Easyjet'ten de (3 bavul taşıyacağımızı öngörerek) bagaj aldık. Şimdi toplam 60 kg yük bagajda ve 3 tane de el bagajı ile uçağa binebiliriz. Geri kalan yükleri burada bırakıp oturma vizesini aldıktan sonra bir kere gelip gitmeyi ve kalanları getirmeyi planlıyorum.

Bir tane elektronik sözlük aldım. Böylece eşim çantasında 400.000 kelimeyi taşıyıp umarım bana ihtiyaç duymadan birşeyleri çözebilir.

Bu arada yeğenimin laptop'unun ekranı kırılmıştı onu tamir ettirip kullanmaya başladım. Böylece oraya gittiğimde ihtiyaç duyacağım laptop'u oldukça ekonomik bir şekilde halletmiş oldum.

HSBC'de bir hesap açtırdım. Burada hesaptaki TL parayı İngiltere'de ATM den komisyonsuz günlük kur üzerinden çevirerek Pound olarak direk çekebiliyormuşuz. (Burada pound hesabı açarsan oradan Pound çekemiyormuşsun yalnız.) Dolayısıyla internet bankacılığı ve ATM kartı olarak yolladıkları bir kredi kartı ile sistemi kurdum. Diğer bankalardaki hesaplardan lazım olduğunda internet üzerinden HSBC'ye transfer edip oradan para çekebileceğim.


Şimdi veda yemekleri ve ziyaretleri haftasındayız. Gidiş yaklaştıkça stres arttı doğal olarak. Bu hafta yapacağımız çok iş var. Dişçi, doktor, göz, gözlük gibi sağlık işleri, Telefon, ADSL vs gibi kapatma ve dondurmalar.

Şimdi isteğim vizelerde arıza çıkmasın, bir de geçime yetecek kadar iş yapabileyim. Malesef bunlar da benim yaptıklarım ve yapacaklarımın ötesinde kısmet faktörü olan konular.

17 Ocak 2011 Pazartesi

Ufaktan Başlayalım

Artık zaman yaklaşıyor. Dün akşam itibarıyla bir avukatla yazıştık, kafamdaki soruları aktardım, cevaplarını aldım. Biraz daha içim rahatladı. CV mi gönderdim inceledi ve oldukça iyi buldu. Şimdi ailemle birlikte başvuru için £600 olan ücretin yarısını yatırıp Authorisation Letter'ı imzalamak ve avukata göndermek ile resmi startımı veriyorum.

Benden ilk olarak CV, diploma, sertifika, banka hesaplarımın son 6 aylık dökümü, buradaki iş geçmişimin kanıtları (Maaş bordrosu vb), benim ve ailemin pasaportlarının ilk sayfaları ve vize sayfalarının taranmış hallerini istedi. Oraya gittikten sonra aşağı yukarı 6-8 hafta içinde başvurunun sonuçlanacağını ama gider gitmez başvuruda bulunulmayacağını biraz da önceden zamana ihtiyaç duyulduğunu anlattı.

Geçecek süre için kalan vize süresi kapsar mı kapsamaz mı endişemi dile getirdim sorun olmadığını söyledi. Daha önce İngiltere'ye gelmiş olmanın avantaj olduğunu söyledi.

Parayı yatırdıktan sonra iş planı üzerine yoğunlaşacağız.