21 Eylül 2010 Salı

Hayal

Bu kadar teknik arka plandan sonra şimdi gelelim hayalden plana geçiş safhasına. Hala neyin hayal neyin plan olduğundan bahsetmediğimi biliyorum. Hayal, yurt dışında yaşamaya başlamak. Eğrisini doğrusunu hesaplayıp doğru mu yanlış mı yapıyorum diye incelerken göz önünde bulundurduğum birçok kriter var. Bu kriterleri plan aşamasında anlatmaya çalışacağım ama şimdilik sadece neler istediğim neden bu yola düştüğümden bahsedeceğim.

Öncelikle İstanbul'dan sıkıldım. Her gün 3-4 saat yolda geçirmekten ömrümün çalınmasından, En güzel şehirde yaşayıp hiç bir nimetinden faydalanamamaktan sıkıldım. İş hayatımdan sıkıldım deli gibi bir sürü projenin içinde koşturmak ve değerinin verilmemesinden, entrikalar, hırslar ve yarını bilememekten yoruldum. Anlaşılmamaktan sıkıldım, çevremde, ailemde, etrafımda bulunan herkesin her kararım hakkında yorum yapması herkesin herşeyi çok iyi bilmesinden sıkıldım.

Hayatında klavyeye dokunmadan kırk yıllık bilgi işlemci gibi ahkam kesen ev hanımları mı istersiniz, kendini tıp aleminin tartışılmaz otoritesi olarak görenler mi istersiniz, bizi yüzlük dolarlarla sigara yakacak kadar zengin görüp önerilerde bulunanlar mı. Artık IQ'su bana 100 puan bile yaklaşamayan insanların fikirleri beni çıldırtıyor.

Hergün karşılaştığım insanların saygısız, bencil tavırlarından bıktım. Hatta en son arayoldan anayola tersten geri geri girip refüjün üzerinden atlayarak diğer şeride geçmeye kalkan üzerinde grayder yüklü TIR şöförüne "ne yapıyorsun" dediğimde "bu araç bu memleketin aracı değil mi" diye cevap da aldım ya, ne diyeyim ki artık.

Benim işim hallolsun gerisi umurumda değil yaklaşımı iliklerine işledi memleketin. Her gün bunlarla karşılaştıkça sinirden baş ağrısı ile geçmeyen günüm kalmadı.

Kızıma bir yarın verebileceğinden şüpheli olduğum bu ülke beni hem sıkıyor hem delirtiyor. Bu yüzden artık bu ülkeden gitmek lazım. Ben de bu gitme hayalini artık gerçeğe çevirmeye karar verdim. İnsanların birbirine saygılı olduğu, kanun ve düzenin istisnalarının olmadığı, insanların eşit olduğu, şeffaf, doğru, nizami, rüşvetsiz, kayırmasız, kuyruklarına kaynak yapılmayan, ihalelerine fesat sokulmayan, çalışanın kazanabileceği, görevlerin suistimal edilmediği bir ülkeye yerleşmeyi hayal ediyorum. Sadece hayal de etmiyorum bir de bunun peşinden gidiyorum işte.

3 yorum:

  1. Mrb Ali Bey, bu yazı ile özellikle İstanbul'da yaşayan birçok insanın duygularına tercüman olmuşsunuz. Aradan 6 yıldan fazla geçmiş. Bugün geriye dönüp baktığınızda iyi ki İngiltere'ye gelmişim diyebiliyor musunuz? Tşk,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba mobistar. Daha geldigim ilk gunden beri bu kararimda her gecen gun daha hakli oldugumu goruyorum. Bugun tek pismanligim daha once gelememis olmak. Evet bugun de iki ki gelmisim diyorum. Hele ulkenin durumunu disaridan izledikce kizim icin bu kararin degeri daha da iyi anlasiliyor.

      Sil
  2. Ben de geldigim ilk gunden beri "iyi ki gelmisim" diyorum ve ayni sizin gibi "neden daha once gelmedim" diyorum :(

    - Mesut

    YanıtlaSil