20 Eylül 2010 Pazartesi

Değişimin Gücü

Merhabalar,
40. yaş günüm yaklaşırken, hayatıma göz atmak ve kararlarımdan, hayatımdan, geçmişimden ve geleceğimden memnuniyetimi sorgulamak ve muhasebemi çıkarmak isterken vardığım sonuçlar beni memnun etmedi. Son dönemeçlere yaklaşmadan düzeltebildiğim kadarını düzeltmek, en olmadı yolunda ölmek istedim. Yolunda ölmek eski bir hikayedir aslında bilmeyenler için kısaca karıncanın biri hacca gitmeye karar verir herkes dalga geçer ömrün yetmez diye, karınca da "Hac'ca gidemesem de en azından yolunda ölürüm" der. Ben de o hesap en azından hayatımda memnun olmadığım şeyleri biraz olsun düzeltmek adına ne zamandır kafamda olur mu olmaz mı diye tarttığım bir konuyu mercek altına alıp, hayal'den plana, plandan projeye, projeden gerçeğe dönüştürme maceramı internette paylaşmak istiyorum.Belki bu yoldan ilerleyecekler için ışık tutar.

Ben lise ve üniversite eğitimimi Turizm ve Otelcilik üzerine tamamladıktan sonra 1 sene kadar bu meslekte çalışıp kariyer değişikliği ile Bilgi Teknolojileri konusunda bilgisayar programcısı olmuş, BT konusunda 16 seneyi devirmiş bunun 11 senesinde yöneticilik ve kendi işini yapmış, evli, bir çocuklu (kız), İstanbul'da oturup, çalışan bir erkeğim. Mesleki anlamda Türkiye'de yazılım şirketi kurmak ve 7 sene yürütmek gibi bir tecrübem var. Yani kariyer olarak gelinebilecek noktalara geldim.

1987'den beri SSK'lı ve Bağkur'lu olarak prim günüm dolalı da çok oldu yaş bekliyorum emekli olmak için. Bunları anlatıyorum ki karar aşamamda etken olabilecek tüm detayları bilin.

Kızım 5 yaşını doldurdu 6 yaşının içinde. Seneye Türkiye'de ilkokula başlaması gerekiyor. Daha doğmadan önceden beri annesiyle İstanbul'da bir okulda olmasını istemedik. Bir köye yerleşmek vardı hayallerimizde ancak sol beyinciğinin gelişmeden doğması ve bunun için 9 aylıktan beri fizik tedavi, göz ameliyatları, sağlık kontrolleri vb birçok etmen yüzünden hiç bir zaman bir köye yerleşemedik. Buralara akan paralar yüzünden yerimizden de kıpırdayamadık.
Katettiğimiz mesafe ve kızımdaki gelişimler tüm bunlara değdi doğrusu. Ancak bu süreç içinde çok yıprandık. Bir yandan kızımızla uğraştık, bir yandan devletle ve protokollerle. bunlar apayrı bir blog konusu aslında. Ama konudan kopmayalım şimdi.

Kendi işimi yaparken şimdiki iktidar göreve geldi ve ilginçtir zamanla çevresindeki camiaya mensup olanlar benim mesleğimde de ortaya çıkıp hiç yoktan var ettiğim işleri, verdiğim tekliflerin üzerinde fiyatlar vererek siyasi gücü kullanarak almaya başladılar.
Yaptığım işlere projelere sekteler gelmeye başladı. krizin de baş göstermesiyle bir miktar borçla şirketimi kapatmak zorunda kaldım. Tekrar bilgi teknolojileri müdürü olarak zar zor bir işe girdim ama tabi ki düşük ücrete evet demek zorunda kalarak.

Şimdi bu durumlar içinde düşünmeye başladığım süreçte neleri düşündüğümü, nasıl düşündüğümü hatasıyla doğrusuyla nasıl ve hangi kararlar verdiğimi aşama aşama anlatmaya başlayacağım. Mümkün olduğunca sık değişimin tamamlanacağı aşağı yukarı 5-6 senelik süreci sizlerle paylaşacağım.

Lise ve üniversite zamanlarımda her zaman hayatımı düşünürken  başka şeyler hayal ettim. Kabukları kırmak adına çok şey yaptım ancak aile insanın üzerinde bilinçaltı seviyesinde öyle şeylere imza atıyor ki ben bile tamamını kıramadım. Mecburen hayatımı o dönemlerdeki hayallerimden farklı kurguladım. Şartlar da öyle gelişince yapacak birşey kalmadı. Yine de istediğim mesleği yapmayı başardım. Mesleki açıdan iyi noktalara geldim. Hatta toplumun değer yargıları açısından baktığınızda para hariç herşey mükemmel hale bile geldi denebilir. Para benim kafaya çok taktığım birşey değil aslında ancak borç içine girdiniz mi işin rengi değişiyor. O zaman mecburen takıyor insan.

Sokaklarda sabah işe giderken gördüğüm bezgin takım elbiseli güruhun içinde buldum kendimi. Ailede işlenen sorumluluk bilinci, kendimi de bir zamanlar acıyarak baktığım bu güruhun içinde bulmamı sağladı. Sonra, geldik gidiyoruz ama tarihten silinmeden önce bir dönem olsun kendim için birşeyler yapayım dedim. Çünkü her zaman kitaplar aldım, "emekli olunca okurum artık" diye ayırdım kimisini. Ney aldım, öğrenmeye başladım ilerletecekken, zamansızlıktan ileri tarihlere erteledim. Bir çok şeyi erteledim ve ertelenen zamanlar yaklaştıkça da sıkıntı bastı. Çevremdeki insanlar rahatsız etmeye başladı sonra beni. Ne söylesem anlamadılar, ters anladılar, söylediklerimi söylenmemesi gereken insanlara anlattılar, Ben de daha az şey söylemeye başladım zaman içinde. Bir gün baktım kimseye birşey söylemiyorum.

Bu duygular içinde kendi beynimde kendimi yemeye başlayınca çıkış yolları aramaya başladım bir müddet önce. İlk başlarda çevreyi değiştirmeyi denedim, sonra şehiri değiştirmeyi, sonra da ülkeyi değiştirmeyi. Baktım değişmiyor hiç birşey o zaman hepsini terk etmeyi sadece yanıma eşimi ve kızımı alıp gitmeyi düşünmeye başladım. Aman annemler torununu göremeyecek, aman gidersek üzülecekler derken bugüne kadar geldim. Bu saatten sonra kim ne yaparsa yapsın pek umurumda değil. Ben tükendim çünkü.

Yaşadığım ülke için birşeyler yapmayı denedim, çelme takan çok oldu, neredeyse cezalandırılıyordum bile. Bu ülkede çocukların kendi kararlarını verecek kadar eğitilmesi, okuması, öğrenmesi ve sürüden biri olmaması için yaptığım işler yüzünden başım belaya giriyordu.

Biraz da yenilmişlik duygusu ile kızımın geleceğinde ona seçenek verebilmek adına, ona güzel bir gelecek verebilmek adına son bir senedir ciddi ciddi düşündüğüm kurguladığım bir değişime karar verdim. Karar vermek yapmanın yarısıdır derler ya, gerçekten öyle. Şimdi bu kararımı uygulamaya geçiriyorum ve bu dönemeci dünya ile paylaşmak, benim durumumda olan veya alternatif arayanlara tecrübelerimi aktarmak istedim.  Bu günlük değişimi, öncesini, sonrasını anlatmak için yazılıyor. Bir de tabi anlatacak ve beni anlayacak adam bulamamamdan.

5 yorum:

  1. Merhaba, kesinlikle bu günlüğü benim için yazmışsınız :) Eşim ve iki oğlum ile birlikte İngiltere'ye temelli yerleşmek üzere araştırırken günlüğünüzü keşfettim. 15 yıllık yazılım uzmanıyım ve şu anda SAP CRM proje yöneticisi olarak kariyerime devam etmekteyim. Sizin ile aynı nedenlerden ötürü bu yola bende çıktım. Görüyorum ki siz 5 sene evvel çıkmışsınız ve gitmem gereken bu yolda bana işaretler bırakmayı da ihmal etmediğiniz gibi beni şu anda bulunduğunuz noktaya çağırıyorsunuz:) evet, sizi duyabiliyorum... "Ey dostum! Bu yoldan korkma! Yolun başındasın, biliyorum sende karar veremiyorsun ama ben buradayım ve yol boyunca sana faydalı olacak bilgileri bu günlükte bulacaksın." :) Mümkünse size online ulaşabileceğim iletişim bilginizi; skype: cumhur.kose ya da gtalk: cumhurkose at gmail com dan bana iletebilir misiniz? Bilmediğim bu yola girerken sesinizi duymaya çok ama çok ihtiyacım var...

    YanıtlaSil
  2. Ali bey, yazilarinizi okuyorum, cok degerli bilgiler paylasmissiniz. Emeginiz icin cok ama cok tesekkurler.
    Ailenizle beraber huzurlu bir yasam dilegiyle ...

    YanıtlaSil
  3. Muhteşem bir anlatım olmuş. Çok teşekkürler. Emeğinize sağlık. Devamını merak ettim. Gittiniz mi?
    Benim de daha farklı sağlık problemi olan bir kızım var Sizden ricam benimle bağlantıya geçer misiniz lütfen çok önemli pinkyetflower@hotmail.com Tekrar çok teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eger blogun devamini okursaniz, geldigimi ve hatta burada bir hayati nasil adim adim kurdugumu da goreceksiniz.

      Sil