5 Aralık 2013 Perşembe

Uyarmak - Uyarilmak

Allahim ne kadar cok seviyor bu adamlar uyarmayi. Butun hayatlarini sanki buna adamislar. Bekliyorlar ki bir sey olsun da uyaralim. Hatta uyarmakla kalmayalim yazilar yazalim, dilekceler yazalim, formlar dolduralim. Sorunun ne oldugu, hatta sorun olup olmadigi da onemli degil maksat uyarmak olsun.

Zaman geliyor uydu anteninin canaginin capi belediyenin izin verdiginden 5 santim genis diye dilekce yaziyorlar, zaman geliyor senden baska kimsenin kullanmadigi apartmandaki ucra bir kosede bisiklet bulundurdugun icin yaziyorlar, zaman geliyor, is yerinin otoparkinda birisini biraz hizli gorup, kim oldugunu tespit edemeyince butun is yerinde calisanlara uyari mektubu yolluyorlar. Park ettigi yerden cikamayacak kadar araba kullanamayan adam sucu kendisinde aramiyor usenmiyor sana 1 sayfa yazi yaziyor. (benim nizami park ettigimi bile bile yine de uyariyor )

Bayiliyorlar uyarmaya. 5 dakika bina icinde veya disinda yuruyun goruyorsunuz zaten, her yer uyari dolu. kapiyi kapatin, onunde durmayin, buradan gecmeyin, oradan gecin ama dikkatli olun, arabayi park edin ama persembeleri degil. Biraz suyunu cikartiyorlar gibi geliyor bana.

Hatta bu uyarilarin fotograflarini cekip yayinlayayim da anlayin bu durumu. 

26 Ekim 2013 Cumartesi

Gezdim Gordum - Birmingham & Bosworth, Warwickshire

Okullarin ilk ara tatile girmesi ile kizima kisa da olsa bir tatil yasatmak ve bir iki gun ailece tatil yapabilmemiz icin nereye gitsek diye aramaya basladim. Kizimin tek istegi yuzme havuzu olmasi oldugu icin isim oldukca zorlasti. Bircok otelde kapali yuzme havuzu olmasina ragmen temiz, ucuz, duzgun bir otel bulmak ve bunun ayni zamanda cevresel olarak guzel bir noktada olmasi oldukca zorlayici bir calisma.

Once Iskocya Highlands diye dusundum ve Loch Ness civarina baktim ama son dakikada bakinca dogru durust bir otel bulamadim.(Turkiye olsa rezervasyon falan ugrasmayip direk o bolgeye giderdim ama burada rezervasyonsuz bir yere gitmek pek normal degil)

Neyse sonucta rotanin yonunu degistirip daha yakin ama havuzlu bir otel olarak bunu buldum.
Bosworth Hall Hotel Spa & Leisure Warwickshire, Market Bosworth
2 gun X 2 kisi + 1 cocuk icin £170 sadece oda uzerinden fiyat verdiler.

Neyse ilk durak olarak Birmingham sehir merkezini saptadim. birkac saat gecirip oradan devam ederim diye dusundum. Yola cikmadan once £50 luk benzin aldim ve yola ciktim

Manchester - Birmingham arasi toplam 70 mil civari ve 1,5 saat ila 2 saat arasinda cekiyor. Trafik ihtimali yuksek bir yol. Anormal sagnak bir yagmurdan sonra parcali bulutlu bir havada Birmingham'a girdik.
Direk Bullring denen ve hani su windows isletim sistemlerinde de duvar kagidi olarak gecen alisveris merkezine gittik. Yanindaki otopark (selfridges) oldukca makul fiyattaydi. (0-2 saati £2 gibi) guzel bir alisveris merkezi ve alisveris meraklilarini oldugu kadar da mimari ve fotograf ile ilgilenenler icin de ilginc bir yer.

Christmas oncesi oldugundan (26 Ekim 2013) dekorasyon duruma uygun yapilmis. Bayagi bir kalabalik vardi. Ozellikle yemek mekanlarindan bazilarinda ciddi kuyruklar olusmus.

Arka kapisindan cikinca bayagi buyuk bir acik pazar ve buna baglantili kapali pazarlar ile karsilastik. Bir an kendimi Eminonu'de hissettim

Hemen hemen her turlu sebze ve meyve vardi ve hem taze hem de oldukca hesapliydi. 2 libre mandalinayi £1.38 e  aldiktan sonra mandalina yiye yiye pazarin gerisini gezdik.

Gordugum kadariyla Birmingham, Manchester'a gore cok daha kozmopolit. Neredeyse Ingilizler azinlikta kalmis. Pakistanli nufusu oldukca baskin. Ama Cinliden, Arap'a, Zenciden, Hintliye sokaklar dopdolu. Ayakustu birkac Turk'e de rastladik.
Bu pazarin pazar ve pazartesi haric her gun kurulu oldugunu ogrendik. Hemen yanindaki kapali alanda et, tavuk ve balik pazari, oradan cikip yanindakine gecince de tuhafiyeden elektronige, mefrusattan, aksesuara her turlu seyi bulabileceginiz baska bir pazar var.

Sehir genelde duzenli gozukmesine ragmen bu fazla kozmopolit hava beni biraz rahatsiz etti diyebilirim.

Birmingham'daki kisa turumuzu tamamlayip 3 saatte tamamlayip otele dogru yola ciktik.

Otel kirsal bir alanin ortasinda yesillikler icinde eski bir ingiliz binasiydi. Tamamen havuzu var diye secmis olmama ragmen otele giris yaptiktan sonra "havuza giris icin ekstra birsey yapmam lazim mi ?" diye sorunca evet ekstradan ucret odemeniz gerekiyor dediler. Yetiskin gunluk 4 cocuk 2 poundmus. Bugun icin tartisasim kalmadigindan parayi odedim. Biraz da web sitesinde bu yazinin olmadigindan emin olmadan tartismaya girmek istemedim. Ama odada tekrar internetten baktigim kadariyla boyle bir bilgi yok web sitesinde. Dolayisiyla yarin mudurunu terletmeyi dusunuyorum.

Bosworth Hall Hotel
Otel oldukca genis bir arazide, buyuk bir kapali alanda. Bize ilk verdikleri odaya esim itiraz edince ikinci verdikleri oda super oldu. Cunku havuza en yakin odayi aldik.

Kapali havuzu derhal kullandik cok buyuk olmasa da fena degildi.

Arazide yaptigim kisa bir yuruyus sonbaharin tadini cikarmak icin bu otelin ideal oldugunu gosterdi

Dokulmus yapraklar ve sari renk otoparktan itibaren icinize isliyor.
Otelin ici
Otopark

11 Ekim 2013 Cuma

Egitim - Sanat - Gosteri - 2. araba

Bir muddettir monotonlugu kirmak ve daralan esimi ferahlatmak icin neler yapabiliriz konusunun pesindeydim.

Kolejlerdeki ingilizce kurslarina yazdirma tesebbusum gecen sene husran ile sonuclaninca (vize uzatma icin pasaportu Home Office'e gondermistik de pasaport yok diye kaydetmemislerdi) bu sene daha bir kendimizden emin olarak kolejin yolunu tuttuk.

Bu sefer de vizenin tipini (Ankara anlasmasi vizesi) ellerindeki listede bulamayan ve ne yapacagini sasiran kolej yetkilileri sayesinde baska bir sorun yasadik. Red cevabi geldikten sonra baska kolejlere basvurduk. kolejlere basvuru icin olan zamani gecirince bir sene beklemeniz gerekiyor ve eylul civari bu basvuru hikayesi sonlaniyor)

Nihayet evin oldukca yakinindaki bir kolej esimi kabul etti. Yillik £900'a haftada 5 gun ve gunde 3'er saatten olusan egitim sureci baslamis oldu. Artik esim resmen nizami ingilizce egitimi aliyor (nedense bilmiyorum ama bu kursta matematik ve bilgisayar dersleri de var)

Devam zorunlulugu var ve son derece ciddiye aliniyor. Sanirim sonunda sertifika verilecek ve bu sertifika vatandaslik sirasinda lazim olacak.

Boylece haftanin her gunu saat 1 ile 4 arasini doldurduk.

Ardindan yazin baslamis oldugu yuzme kursunun da devamina karar verdik ve hafta ici 1 saat daha doldu. (8 hafta icin yanlis hatilamiyorsam £40 verdik)

Sehir merkezinde bir Tango kursu bulup ona da beraber yazildik ki 8 hafta iki kisi £80

Eh haftada 2 gun de part time calisinca esimin pek sikilacak zamani kalmadi. Hatta tum bunlara yetisebilmesi icin Agustos'ta ehliyet sinavini gectigi icin ona bir de araba aldik. (£700 arabaya verdik.  )

Arabayi sigortalarken etraftan bir cok insan o arabayi benim 2. arabam olarak sigortalatip esimi ona 2. sofor olarak yazdirmamin en ekonomik yol olacagini ama dezavantaj olarak esimin hasarsizlik indiriminden ileride faydalanamayacagini soylediler. (sigorta'yi Turkiye gibi dusunmeyin baska turlu isliyor burada)  Fakat arastirirken en ucuz yolun bu olmadigini buldum. Esimi munferit olarak sigortalayip 2. sofor olarak kendimi koydugumda fiyat daha uygun cikti. Garip ama kendimi 2. sofor olarak koymayinca fiyat daha yuksek oluyor. Boylece sigorta mevzusu da £900 e kapandi .

Esimin kizimizin okul cikisina araba ile bile yetisemeyecek olmasi yuzunden okuldan sonra "After School Club" denilen ve calisan ebeveynlerin siklikla basvurdugu bir yola girdik. Okullarin genelde cimnastik salonlarinda veya buna ayrilmis bolumlerinde okuldan sonra ozel bir sirket tarafindan isletilen bu sekilde klupler var. Siniftan cikinca cocugu direk bu klube aliyorlar. Oyun, eglence vs ile zaman gecirmesini sagliyorlar. Aynisininin sabah olani da var (breakfast club) sabah okul acilis saatinden once cocugu birakmasi gereken veliler de ona birakiyor. Aksam olaninin gunlugu £10 ki en cok da bu koyuyor insana

Boylece artik esimin tek sikayeti zamansizlik.

Ben de bu donem icinde is yerinde baslayan "Ruby Academy" kursuna basladim. (Yeni bir programlama dili detaylari yazdigim bloguma bakmak isteyenler icin adresi : http://rubyogreniyorum.blogspot.co.uk/)
Boylece benim de zamanimin buyuk cogunlugu arastirma, okuma, alistirma ve calismalarla geciyor.

Bir de araya renk katmasi icin indirimli etkinlik biletlerin duyuruldugu sitelere uye oldum ve gelen mailler ile Manchester sanat hayatinin ne kadar renkli oldugunu gordum. Neredeyse her gece 3-4 ayri sov var ve 2-3 gunde bir degisiyor. Inanilmaz bir etkinlik takvimi var burada.

Once "Kabaret " sovuna gittik. Manchester opera binasinda gerceklesen bu muzikal bakis acilarini ve kulturel farklari gormek acisindan muhtesemdi.

Sovda ciplaklik oyle guzel verilmis ki gerekli olan yerlerde cirilciplak gezen erkekler ve kadinlar olmasina ragmen insani rahatsiz etmeyecek sekilde duruslariyla kareografi ile saklamayi basarmislar.

Mekana ve izleyicilere bakinca da cok farkli bir durum cikti ortaya. Bina oldukca ilginc. Simdiye kadar gittigim hic bir bina dar alanda yukseklik ile tribun olusturmamisti. En ust katta ve son siraya yakin bir bilet olunca sovu seyrederken masada corba icerken dik oturup corbaya bakiyormus gibi bir aci ile seyrettik. Cok yuksek bir noktadan sova bakmak ilgincti. Bu arada antrakt sirasinda bildiginiz barlarin hizmet vermesi alkollu icki satisinin yapilmasi hatta bizdeki alasko frigo cularin yerini burada sarap satanlarin almasi cok farkli gelen bir duyguydu.

Bu kadar alkol satisina ragmen ne en ufak bir taskinlik, ne rahatsiz edici bir bakisin olmamasi ve birbirine saygili insanlarin her asamada nezaketi ellerinden birakmamalari, insani ister istemez kiyaslama yapmaya itiyor.

Bir baska etkinlik de buradaki yegenimizin dogum gunu hediyesi olarak onun hoslanacagi bir etkinlige gitmekti. Yani illusionists. guzel bir sahne gosterisi ve etkileyici bir sovdu. Bu sefer Manchester O2 Apollo'daydik. Izleyiciler ile ilgili gozlemlerim yine ayniydi. Cok farkimiz var.






27 Eylül 2013 Cuma

Tasinma Tesebbusu

Tasinirken yapilmasi gereken adres degisikligi bildirimleri benim geldigimden beri gozumu korkutuyor acikcasi..

O kadar cok konu adres iceriyor ki uzuuuuuun bir listeyi tamamlamak gerekiyor tasinirken

ne kadar mi uzun ? Asagidaki web adresinden konu hakkinda fikir sahibi olabilirsiniz. Tabi buna bir de Home Office ve Polis Kaydi gibi vize ile ilgili islemleri de eklemeyi unutmayin.

http://www.houseweb.co.uk/house/pros/moving/tell.htm

30 Ağustos 2013 Cuma

Turkiye'den misafir agirladik

Uzun zamandir gorusmedigimiz eski bir dostum ve ailesini agirladik gectigimiz on gun icinde. Ingiltere vizesi almak icin acentaya gittiginde acentadan kafasini yalan yanlis bilgiler ile doldurmuslardi. Bankada adam basi 10.000 TL olasun uzerinizde gayrimenkul olsun falan gibi bir suru sacma sapan bilgiyi yuklediklerinde arkadasim kafasi karismis bir sekilde ne yapacagini bana sordu .

"Hic yalan soyleme neyin varsa onu beyan et, kalacak yer olarak benim evin adresini ver" dedim ve bir davetiye mektubu yolladim. 1 haftada vizesini aldi. Acentacinin saskin bakislari altinda vizesini aldigini ve adamin arkadasima "fabrika sahiplerinin vizesi reddedilrken nasil aldigini merak ettigini" soyledigini ogrendim.

Vize basvurusunu meslek olarak yapan bu adamlarin bu konunun ayirdina varmamis olmalari ilginc aslinda. Vize vermemedeki bahane para olmamasi degil, yalan veya tutarsiz beyandir.

Neyse 10 gun kalan arkadaslarimizla kucuk bir cevre turu attik. Umarim mutlu ayrilmislardir. Bu turun icindeki "Gay Pride Yuruyusu" nun yazisini ayrica fotograflari ile paylasmaya calisacagim. 

16 Ağustos 2013 Cuma

Ingiltere'de Bisiklete Binmek

Turkiye'de universite zamaninda sehirlerarasi yollar dahil yillarca bisiklete binmis birisiyim. Yollarin yapimindaki hatalardan tutun, bisiklet yolu diye ayrilan yollarin ortasindaki sacmaliklara kadar cok seyle karsilastim. Yolun gidis istikametine paralel mazgallar beni hep delirtmistir ornegin. bisikletin lastiginin mazgalin icine girmesi ile cok buyuk bir tehlike olustururlar. Bisiklet yolu diye yoldan ayrilarak yapilan alanlar ise ayri bir komedi. Genelde birden yolun ortasina kaldirim taslari veya moloz dokulmus olarak bulursunuz. Normal yoldan gitmek zaten cok da akil kari degildir. Arabalar sanki sizi ezmek icin veya korkutmak icin ugrasirlar. Ozellikle maksimum yanasan kamyonlar oldu ki kac kere yoldan cikarttilar ve buyuk tehlike atlattim.

Burada ise durum bambaska. O kadar rahat bisiklet kullaniliyor ki. Yolda kenardan da gitseniz kimse yaniniza yaklasmiyor. dolayisiyla hic tehlike olmuyor. Bisiklet yollari da yollardaki etkenler de hatta kaldirimlar da bisikletliler dusunulerek yapilmis.  Belediyeden ucretsiz olarak ozel bisiklet guzergahlarini gosteren haritalar alabiliyorsunuz. Otobana cikmak disinda butun yollari kullanabiliyorsunuz. ama bisiklet yollari daha guvenli tabi. Hem ayrica bu yollar arabalarin giremedigi parklardan, kanal kenarlarindan gittigi icin yolculuk ayrica keyifli geciyor.


1 Ağustos 2013 Perşembe

Bisiklet Aldim

Dun itibariyla bisiklet elime gecti. Montaji yapilmamis halde kutusunda geldi. Ben tamamen her seyiyle demonte gelecek diye bekliyordum ama oyle degilmis. Sadece on tekerlek, pedallar, gidon, sele sokuktu. Yani korktugum gibi degildi.

Montaj icin ortalama £35 istedikleri icin ben dislilere kadar hersey demonte gelecek saniyordum.  kutudan montaj kilavuzu cikmamasina ragmen akil yuruterek 15 dakikada binilecek hale geldi. Hala neye bu kadar para istediklerini anlamis degilim. Bu aksam kanal kenarinda bir gezintiye cikip ilk denemesini yapacagim.

Kask, kilit vs gibi yan aksamlar gelmedigi icin yolda ulasim araci olarak kullanmak ve ise gidip gelmek biraz zor. Ama sanirim onlar da bugun yarin gelir.



29 Temmuz 2013 Pazartesi

Dogumgunleri

Simdi dikkat ettim de ben hic dogumgunlerinden bahsetmemisim. Halbuki bizdekine gore farklilik acisindan zengin bir konu.
Dogum gunlerinin kisilerin hayatindaki cok onemli bir aktivite. Aktivite lafini mumu ufledik, pastayi kestik olarak algilamayin. Her dogum gununun yasa gore bir etkinlik ile yapilmasi gibi bir durum var. Soyle ki kimisi arkadaslarini toplayip cupcake yaparken, kimisi yuzme havuzunda veya yapay kayak pistinde 1 saat gecirebiliyor. Tabak canak boyamaktan, paintball oynamaya, makyaj yapip manken olmaktan, cumburcemaat spa'ya gitmeye kadar yuzlerce farkli aktivite var.

Dogum gunu sahibi o seneki aktivitesini secip yeri ayarladiktan sonra davetiyelerini yolluyor. Gelen cevaplara gore kesin sayiyi kiraladigi yere bildiriyor ona gore parasini oduyor. Sonra dogum gunu yaklasirken pastasini siparis ediyor. (en az 15 gun once harekete gecmek lazim zira 1 haftadan once pasta teslim eden yer bulmak cok zor) .
Dogum gunu geldiginde once etkinlik yapiliyor, sonra pasta kesiliyor, davetliler hediyelerini verirken, dogum gunu sahibi de "party bag" veya "goody bag" denen kucuk ani niteliginde sacma sapan hediyelerden olusan kendi posetlerini davetlilere veriyor. Genelde pastanin dilimini peceteye sarip party bagine koyan davetliler olay yerini terkediyorlar ve dogum gunu olayi bitiyor. (yetiskinlerde aksam bara falan gidilebiliyor tabi)

Dogum gunu partisi denen sey 2 saat'e kilitli. Yani soylenen satte baslar tam 2 saat sonra biter. Cocuklar icin olanlarda tam bu saatlerde cocugu birakir ve alirsiniz.

Hediye olarak para vermek de oldukca yaygin bir uygulama. Olmazsa olmaz olan dogum gunu kartinin zarfina £5-10 koydunuz mu tamamdir. Yadirgayan da olmaz.

Bir diger not. Pastalar genelde yenecek gibi degil. uzerindeki agir yagli krema yuzunden yedikten sonrasi hos gecmiyor. iki isirik alip yok etmek sagliginiz acisindan iyi olacaktir.


Bisiklet Aliyorum

Ingiltere genel anlamda bisiklete binmeyi sevenler icin aslinda oldukca uygun bir ulke. Pek yokus yok, genelde sehir ici olsun yan yollar olsun bisiklet icin ayrilmis seritler var. Araba ehliyeti alirken kafana yuz defa soktuklari "bisikletliye dikkat et, yolda bisikletli varsa aciktan gec, gecemiyorsan arkasinda bekle" tarzi onlemler de dikkate alindiginda trafikte olmak da cogu zaman son derece guvenli.
Satin aldigim model bu iste

Universite yillarinda bir yaris bisikletim vardi ve 4 sene boyunca her yere onunla gider gelirdim. (Mersin'de okumanin faydasi) O yillarda bisiklet benim icin arabadan daha onemliydi. Surekli binmenin verdigi bir spor yapma hissi, egzersiz ve guclenen bacak kaslari sayesinde oldukca yuksek suratlerde kullandigimi ve uzun mesafelere gittigimi bilirim.

Is hayati baslayip da istanbul'a geldigimde otomatikman bisiklet de annemlerin yazliginda paslanmaya birakilmisti. Seneler sonra hafta sonlari egzersiz icin istanbul'da bir bisiklet almaya kalktigimda ise yaris bisikletlerinin artik alinmaz boyutlarda pahali oldugunu farketmis ve mecburen bir mountain bike almistim. 2-3 hafta sonundan sonra da bir daha kullanmadim. Mountain bike kullanmak bisiklet kullanmanin zevkini vermiyor.  Ikisini de kullaninca farki net olarak goruyorsunuz. Mountain bike traktor kullanmaya benzerken yaris bisikleti kullanmak adeta bir ferrari gibi.

Buraya geldigimden beri egzersiz icin bir firsat bulmaya calisiyorum. Daha dogrusu yapmaktan keyif alacagim bir spor bulmam lazim yoksa kendimi bilirim en fazla 2-3 kereden sonra birakirim. Gecmisimi dusununce de benim tek sevdigim spor bisiklet.

Ingiltere ve bisiklet ilk bakista cok aptalca duruyor. Cunku surekli yagmur yagan bir ulkede verimsiz gibi duruyor. Ancak bir muddet sonra yagmurun hayatinizi etkilemesine izin vermemeniz gerektigini aksi takdirde hic birsey yapamayacaginizi idrak ediyorsunuz.

Burada bisiklet fiyatlari cok degisken, iyi bir yaris bisikleti 2.el luks bir arabadan daha fazla olabiliyor. Ama her zamanki gibi aradiginizda alinabilir fiyatlarda makul birseyler de bulunabiliyor. Nitekim birkac gunluk bir aramadan sonra fiyatta ve kalitede fena olmayan bir noktaya geldim. Bu arada yaris bisikletini ararken "Road bike" diye aramanizda fayda var.) Once bisiklet satan magazalarda f(iyatlara baktim. Halfords gibi magazalarda en ucuz yaris bisikleti £200 iken daha kucuk magazalar daha iyi markalara veya kendi toplama modellerine yoneldiginden £500 un altinda yaris bisikleti bulamadim.

Ebay de ikinci el bisikletlere baktigimda da durum pek parlak degildi. 2. el bisikletler bile acik artirmalarda £130 civarina gidiyor hem de en az 20 senelik modeller.

Boyle olunca google'a geri donup aramalara buradaki zincir spor magazlarindan sportsdirect i buldum. orada en ucuz yaris bisikleti £129 du ama kendin monte edeceksin. Kendin monte etmedigin en ucuz bisikleti £165 e bulunca olmadi £35 a birisine monte ettiririm diye dusunerek bunu almaya karar verdim.

Simdi size burada yasarken hayatinizi kolaylastiracak bir konudan bahsedeyim yeri gelmisken. Bir internet sitesinden alisveris yaparken odeme kismina geldiginizde "voucher code", "discount code" gibi bir bolum gorurseniz bende yok nasil olsa diye pas gecmeyin. google'da magazanin adi ve voucher code diye arayin sonuclarin icinde isinize yarayan bir kod bulmaniz kuvvetle muhtemel. Mesela ben bunda %10 indirim kodu buldum ve havadan bir %10 indirim kazandim.

Simdi siparisimin gelmesini bekliyorum. Ondan sonra size Ingiltere'de bisiklet kullanma ile ilgili tecrubelerimi de aktaririm. 

15 Temmuz 2013 Pazartesi

Gezdim Gordum - Barmouth

Serinin ilk yazisi daha dun gittigim icin bilgileri en taze olan Barmouth hakkinda.

Gidis Tarihi 14 Temmuz 2013
Hava Gunesli acik 27 derece. (deniz suyu sicakligi 15 derece)


Barmouth kuzey Galler'de bir sahil sehri. Manchester'dan 2 saatte gidilebiliyor. Ancak yolun cok buyuk orani otoban degil ve virajli dag yollarini da iceren bir yol. Sakin bir yol ve etraftaki manzaralar guzel oldugu icin sıkılmadan yolcululuk edebiliyorsunuz.

Yol boyunca gecilen sehirler kasabalar ve mimari cok hos aslinda.

Sabah saatlerinde yola ciktigim icin gun gunesli olmasina ragmen yer yer sis vardi ama yogun olmadigi icin sorun da olmadi.

Barmouth'a girer girmez yol sizi deniz kenarina getiriyor. Tren istasyonunun yanindaki hemzemin gecitten (solunuzda kaliyor) gecip sahile vardiginizda sola donerseniz buyuk bir otopark'a ulasiyorsunuz. Gunlugu £3.5 a arabanizi birakabiliyorsunuz. Onunuzde devasa bir sahil arkanizda sirin bir tatil sehri, hele de hava guzelse insani birden tatil formatina sokuyor ortam.
Hemzemin gecidin etrafinda market, plaj malzemesi satan dukkan ve basit yiyecekler bulabileceginiz cafelerle dolu. plaj icin eksiginiz varsa burada tamamlayabilirsiniz yani.

Plaj cok buyuk bir alan. Ne kadar kalabalik olursa olsun rahat olabileceginiz kadar genis. ince ve guzel bir kumu var. yoldan plaja indikten sonra bu ince kum uzerinde abartisiz herhalde 10 dakika yurumeniz gerekiyor ki denize ulasabilin. Denizin dibi de kum ve cok sig bir deniz. Denizin icinde de 10 dakika yurumeniz lazim ki boyunuza gelsin. Plajda sezlong kiraliyorlar gunlugu £3) ama pek kimsenin ragbet ettigi de yok.

Ogle yemegi icin sehre geri dondugunuzde eger gunlerden pazar ise restoranlarin buyuk cogunlugunun kapali olmasi sizi sasirtmasin. Bu yuzden size tavsiyem plajdan yola cikinca plaj arkanizdayken saga donup plajin yanindaki yolda yurumeye baslayin. Bu yol sizi yemek yiyebileceginiz acik restoranlarin oldugu bir alana getirecek. Bir deniz urunleri restorani, bir pizzaci, bir fish & chips' de yapan ama her telden calan restoran bir de pub yemekleri yapan bir mekan var. Ortam cok guzel. Palmiye falan bile var. Ingiltere'de oldugunuzu kolaylikla unutabiliyorsunuz.

2 buyuk 1 cocuk icin £40 odedik yemek icin. 1 corba, 2 buyuk fish & Chips, 1 cocuk boy fish & chips 3 de icecek vardi. (alkol yoktu)

Uzun uzadiya sehir turu atilacak bir durum yok ama gezmekte fayda var. Guzel bir sehir. Mimari tas binalar seklinde genelde. Yuruyerek butun sehri gezmek zaten yarim saati gecmez. Aralarda pazarimsi yerler var belki ilginc birseyler gorebilirsiniz.

Sonucta gitmenizi kesinlikle tavsiye ederim. Ozellikle hava gunesliyse ve sicaksa denize girmek icin ideal.

"Gezdim Gordum" serisine basliyorum

Bugune kadar deginmedigim bir konuya bu yazimla giris yapiyorum. Ingiltere'de gezdigim gordugum yerleri paylasacagim.

Ingilteredeki bircok gezi sitesi, bolge tanitim siteleri bolgeye farkli bir acidan bakiyorlar. Yani bir Turk'un gezmekten anladigi sey ile bir Ingiliz arasinda ucurum var. Dolayisiyla aradiginiz haftasonunu bulana kadar cok ugrasiyorsunuz. Burada hafta sonu etkinligi dediginizde illa bir atlama, ziplama, tirmanma, rafting gibi bir atraksiyon anlasiliyor. Soyle denize karsi balik yenecek bir yer dediginizde zaten anlamiyorlar. Cocuklarla yapilacak etkinlikler sayfalari var mesela ama baktiginizda kaya tirmanisindan, dagda bisikletle gezmeye kadar hep bir aksiyondan bahsediliyor.

Madem boyle birsey yok, o zaman kendi rehberimizi kendimiz yapariz degil mi?

Size hangi tarihlerde ve hangi hava kosullarinda nerelere gittigimi yazacagim ki anlamli olsun. Cunku kimi yerler guneste anlamli, kimileri belli mevsimlerde. Belki ben yanlis zamanda gittigim icin tadini alamamis olabilirim. O yuzden objektif olsun diye bazi detaylari daha en basta vermeye calisacagim.

Ben Manchester'de yasadigim icin yol tarifini ancak bu bolgeden verebilirim. O yuzden yazida yola dair birseyler yasarsam bu durumu goz onunde bulundurun.

Once simdiye kadar gordugum ve bana basindan beri sacma gelen genel bir tutumdan bahsedeyim.
Bir sahil kasabasinda, sehrinde turistik bir restoran veya cafe'niz var diyelim. Bu bolgelere haftasonu akin oldugunu dusunurseniz, pazar gunu dukkaninizi kapatir miydiniz ? Benim aklim bunu almiyor. zaten 2 gun is yapiyorsun ve onlardan birinde kapalisin. Butun bir yaz boyunca gunesli haftasonu sayisi 4-5 i gecmeyen ulkede en sicak ve gunesli hafta sonunda sahildeki balik restorani kapiya aksam 7 de aciliyoruz yazip gider mi ? Aksam 7'de aciyorsun da o saatte kimse kalmiyor ki. Gunu birlik gelenler 5-6 gibi sehirlerine geri donuyorlar. Gun icinde acsa butun bir haftanin hasilatini yapacak belki ama acmiyor.  Peki suna ne dersiniz ? Saat 11 de acilacak muze / kale'yi beklerken acilisa 20 dakika kala etraftaki cafe'lere gidiyorsunuz ve dukkanin sahibi ve personel temizlik falan yapiyor. Adama birer kahve ve sandvic alip alamayacagimizi sorunca, "saat 11 de aciyoruz o zaman gelin" diye cevap veriyor. Arkadasim saat 11 de zaten muze acildigi icin oraya girecegim ve cikista cekip gidecegim. adamin var suyun var alsana bizi iceri. sabah sabah kac kisi bekliyor orada, disarida bekleyene kadar birer cay icseler 20 dakikada bir suru para kazanacaksin iste.

Ilk zamanlar cok kiziyordum ama artik dikkate almiyorum bu tutumu. Ama gezerken bunlari goz onunde bulundurmak lazim yine de. Dun "Sabah kahvaltisi" verdigini kapiya yazan cafe'nin 10:30 da hala kapali oldugunu gordum ya daha ne diyeyim.

Neyse bir sonraki yazidan itibaren "Gezdim Gordum" serisi basliyor. Umarim faydasi olur.

10 Temmuz 2013 Çarşamba

#DirenGezi

Bu arada Gezi olaylarindan sirf yurtdisinda oldugumuz icin geri kaldigimizi dusunmesin kimse. Bizim de ailece katildigimiz Liverpool - Manchester eylemine bakabilirsiniz.

#direngezi #direnturkiye


Ingilizce (Yeniden)

Esim icin ingilizce kursu arayisimiz ve maceramiz aslinda hala devam ediyor. Normal kurslardan ziyade kolejlerin kurslarina gitmenin daha iyi olacagina karar verdik. Sonucta vatandaslik asamasina gelebilirsek oralardan alinmis olan sertifikalarin faydali olacagini dusunuyoruz.

Dolayisiyla gecen sene haziranda basvurup eylulde sinavina girmek uzere rezervasyon yaptirdigimiz ama vize icin pasaportlari gonderdigimiz icin kaydolamadigimiz koleje bu sene de ayni tesebbuste bulunduk.  Kolejler icin yaz doneminde basvuruda bulunmak gerekiyor. Sene icinde basvurursaniz "tabi tabi sizi bekleme listesine yazalim sira gelirse" diyor ve sallamiyorlar. Ancak yazin seviye belirleme sinavlari icin kaydolmaniz durumunda devam etmeniz mumkun olabiliyor. Ingiltere'de 5 senesini tamamlamayanlara ekstra fiyat iceren ama genelde seneligi £600-£700 civarinda olan kursa bu sekilde kaydi yaptirip, Eylulde yapilacak sinavi beklemeye basliyorsunuz.

Burada her ise sabir gerekiyor. Bu sefer umarim basaracagiz. Kendim icin de vatandaslik esnasinda sertifika gerekiyor mu ondan emin degilim. Belki seneye de ben baslarim.


9 Temmuz 2013 Salı

M.O.T. (Arac Muayenesi)

Bir baska deneme-yamulma hikayesi daha geliyor simdi.

Bu sefer arabanin M.O.T. (Arac Muayenesi zamani geldiginde icim daha bir ferahti. Netice itibariyla arabanin lastikleri yeni, bakimi yapilmis, herhangi bir sorunu olmamasinin verdigi rahatlikla burada yaygin servis zindirlerinden olan "National" in yolunu tuttum. Elimde de indirim kuponu ferah ferah girdim iceri ferah ferah teste soktuk arabayi. 1 saat sonra amcanin biri gecemedin diye geldi.

Sebepler adami cileden cikaracak cinsten. Bilen bilir fransiz arabalarinda bir muddet sonra gostergedeki Airbag isigi yanar. Bende de bu durum vardi. Ama yeni birsey degil aldigimda da yaniyordu. On koltugun altindan gecen kablo baglantilarinin zamanla gevsemesi veya oksitlenmesi ile olusan bir durum. Bu seneye kadar sorun olmazken bu sene yeni eklenen maddeler ile artik birincil seviyede sorun olmus. (Airbag'in olup olmamasi degil ha yanlis anlamayin gostergedeki isigin yanmasi sorun olmus)

Adama farzet ki bu arabada airbag yok dedim, adam zaten biz ona bakmiyoruz isigin yanmasina bakiyoruz dedi.

On cama tutturdugum vantuzlu telefon tutacagini bile muayeneden gecememe sebebi olarak yazmis. Lan oglum kazara elin degse dusuyor zaten o dedim, o zaman dusur de gel dedi.

On suspansiyon ile ilgili birsey vardi ki goremedigim icin ne kadar hakli onu bilmiyorum.


gostergedeki lambayi sondurmek basa bela bir konu. cok basit birsey olmasina ragmen maharetli bir oto elektrikci bulmak zor, kendim yapayim dedim cok dar bir alan ve alet olmadan cok zor erisilmesi. Arabayi hurdaya vereyim baska araba alayim dedim alacagim arabalarin da gostergelerinde isik yaniyor.

sonucta sunu anladim ki bu ulkede derhal tanisilmasi ve el altinda tutulmasi gereken adamlar listesinde Disci'den sonra mumkunse ingiliz olmayan M.O.T. yapabilen kafa dengi bir usta geliyor. Gecen seferki jamaikalinin ne dediginin %60 ini anlamasam da bu sorunu cozebilecegini ogrenmek yetti. Daha da o zincir servislere kolay kolay adim atmam.

Bu arada M.O.T. icin de Road Tax icin de 10 gun gec kaldim ama cezai bir durum yok. M.O.T. 30 Haziranda bitiyordu artik yenileme tarihim olan 10 Temmuzda bitiyor. ama road tax 10 gun gec odesem de tarih olarak kaymadi. Yani bittigi gun ceza yazacagim diye kimse basinda beklemiyormus.


14 Mayıs 2013 Salı

Tamirler tamirler

Bu ulkede araba tamir ettirmek her seferinde insanin oturup haddinden fazla dusunmesine sebep oluyor. Neyi dusunuyorum ? Acaba satip baskasini mi alsam tamir mi ettirsem diye. Sebep aslinda ortada. Arabayi £900 e almisim. Arka suspansiyon degistirmeye £220 istiyorlar. Arabayi hurdaciya satsan £500 yapiyor. ve oturup dusunuyorsun iste tamir ettirmesem ustune £400 koyup baskasini mi alsam diye.

Her tamirde asagi yukari ayni hislere kapiliyor insan. Burada benden eski arkadaslar tamirci numaralari gonderiyorlar bak bu ucuza yapar diye. Adamlari aramadan once zincir tamir sirketlerini arayip maliyeti ogreniyorum, sonra verilen numaralari ariyorum aralarinda en fazla £5-10 oynuyor. Bir kere Jamaikali tamirci sorunu yasadiktan sonra 5 fazla veririm en azindan garantisi olur diye dusunuyorum.

Tamir kadar masrafli bir is olmazsa ulkede tabi ki atip yeni almaya yonlenir insanlar. Gecen hafta buzdolabi bozuldu, belki cok basit birseydi bilemiyorum ama emlakciyi aradim. Yenisini gonderdiler eskisi cope atildi. Bakmadilar bile sorun ne diye. Belki basitce gaz eklenecekti o kadar.

Ha bu arada tuttugunuz evde genelde beyaz esyalar ev sahibi tarafindan konulmus oluyor ve onlarin tamiri de onun sorumlulugunda. Yani evi tuttunuz ve bunlardan birisi bozuldu ev sahibi / emlakci o isi hallediyor. Hallediyor dedigime bakip da hemen hallediyor gibi bir anlam cikarmayin. Sabir bu ulkede erdem degil mecburiyet. Herhangi bir siparis veya tamir oyle hemen veya bir iki gun icinde hallolmuyor. Uzuuuuuun bekleme surelerine alismaniz lazim. 3 hafta guzel bir ortalama. Kotu ornek olarak mesela kirilan yatagimin degismesi asagi yukari 4 ay surdu. Bildigin portakal sandiginin ustunu kumasla kaplayip yatak yapmislar. Kirilmamasi mucize o yatagin. 4 ay bekledikten sonra gele gele 2. el demir baslikli nine yatagi gelmesi de suprizdi tabi.

27 Mart 2013 Çarşamba

Ah su bakır penny'ler

Her alisverisinizde para ustu verilen ve ne yapacaginizi bilemediginiz, zaman icinde depolamasi bile problem olan Penny'ler var ya hani. Atsan atilmaz satsan satilmaz. Onlari bankalardaki para yatirma opsiyonu olan ATM'lere goturup hesabiniza yatirabilirsiniz. Bir kova penny ile bankaya gidip ATM'de para yatirmayi secip "Coin" secenegini verdiginizde kovayi acilan delige boca edin o alet sayip hesabiniza geciriveriyor.

Uyandirayim dedim :)

13 Şubat 2013 Çarşamba

Vergiler Odemeler Harcamalar

Ilk gelir vergisini yatirali 1 ay oldu ama ancak vakit bulabilip konuya deginebiliyorum. Ankara anlasmasi kendi sirketini acma ustune olduguna gore Gelir vergisi odenmesi de kacinilamayacak bir durum.

Burada vergi sistemi aslinda Turkiye'ye gore oldukca farkli. Turkiye'de de kendi isimi yaptigim icin aradaki farki daha rahat gozlemleyebiliyorum.
Nedir farklar derseniz ? Odeme sekli farkli bir kere. Beni Turkiye'de delirten her ay, her uc ayda bir her yil gibi donemlerin hepsinde odeme yapmaktan daha parayi kazandigina sevinemeden, o parayla birseyler yapmayi planlayamadan alip parayi vergi dairesine giderdim. En buyuk sorun da kestigim faturanin odemesi yapilmamis olsa bile vergisini yatirmakti. Sirf bu sebeplerle yuksek rakamli faturalari kesmeden once musteri ile odeme tarihini ve miktarini tartisir tam odeme miktari kadarini kesip faturayi bolmek zorunda kalirdim. Hele ki KDV kismi beni cileden cikarirdi.

Burada KDV sistemi cok farkli calisiyor. Yillik kazancin belli bir rakama ulasmiyorsa (ki bu rakam hakikaten iyi kazanmak demek) KDVden sorumlu degilsiniz. Yani kestiginiz faturaya KDV eklemek zorunda degilsiniz ve tabi ki odemek zorunda da degilsiniz. Gelir vergisi isi ise soyle Mesela yillik gelir hesaplandiginda vergi olarak diyelim ki £3000 odemeniz gerektigi cikti. Bunu Nisanda hesapladiklarinda odeme yapmak icin onunuzde 9 ay civarinda bir zamaniniz var. Cunku odeme Ocak 31 son tarihli. Bir sonraki senenin hazirani icin de yarisini sonraki senenin pesin vergisi olarak cikiyor.

Kisaca Nisan 2012 de hesaplanan vergi icin ;
31 Ocak 2013 £3000
30 Haziran 2013 £1500 cikacaktir.
Yine ayni miktarda para kazanirsaniz bir sonraki sene durum su oluyor
31 Ocak 2014 £1500
30 Haziran 2014 £1500

Aslina bakarsaniz oldukca rahat bir odeme takvimi veriyorlar.

Bunun disinda muhatap olacaginiz vergiler daha once bahsettigim gibi Council Tax ve araba icin Road Tax
ikisi de degisken vergiler. Ben ayda £110 council tax oduyorum (ama Mart'tan Ocaga kadar. 10 ay )   Road Tax ise 6 aylik veya 12 aylik iki sekilde odenebiliyor. Arac pulu da diyebiliriz buna. Arabanin egzos emisyonu  bu konuda belirleyici faktor. Ben 2004 model Renault Laguna 1.8 icin 6 aylik £118.5 oduyorum. Bunun disinda odedigim baska vergi yok. (Vergi yok odeme var)







10 Ocak 2013 Perşembe

Yemek yemek

Bir christmas zamanini arkada birakirken ingiltere'deki yemekler ve bizim bildiklerimiz konusuna deginmenin zamaninin geldigini dusunuyorum.

Oncelikle bizim ogrendigimiz kelime karsiliklari ile burada yemek siparisi vermeden once nasil birsey oldugunu ogrenmenizde fayda var.

Kural 1 : "PIE" her zaman pasta degildir. 
Aman bu tufaya dusmeyin.   Yillarca Pie kelimesinin karsiligi diye bize pasta  ogrettiler ama aksine hic ilgisi yok. Burada pasta yiyecekseniz isteyeceginiz sey CAKE olmali. Isminde Pie gecenler genelde ustu hamurla kapli yemekler. Buyuk cogunlugunun icinde mutlaka domuz oldugundan eger benim gibi domuz eti yemiyorsaniz icerigini iki defa sormakta fayda var.


Kural 2 : "PUDING" puding degildir.
Hatta cogunlukla hic ilgisi yok. Mesela Yorkshire Pudding; hamurdan canak gibi bir sey ve iste onun adi puding. Hamurdan yapilip icine sos koyarak kullaniliyor.

Ama asil kotusu ile simdi karislasacaksiniz. Black Pudding.  Bu genelde yilbasi civarinda populer olan bir tur yemek. Yaklasik %30 civarinda domuz kanindan yapiliyor. Yok yok dogru yazdim. Direk domuz kanindan yapiliyor.

Isim konusunda yanilabileceginiz cok sey var. Dolayisiyla mutlaka icerigini ogrenin. Steak adi gecince dana eti sanmayin mesela "gammon steak" domuz etidir. Hamburger ustune bazen bacon konabilir. Yani yemek yemek her zaman dikkatli olunmasi gereken bir konu.


18/04/2017 NOT : Demek o zamanlar balik yemeginin icinden domuz sucugu cikmasi gibi birseyle henuz karsilasmamisim